Davutoğlu mülteci konusunu BM´ye taşıyacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu´nun, Türkiye´deki Suriyeli sığınmacıların temsilcileri ile Çankaya Köşkü´de görüşmede yaptığı görüşmede, Türk kültüründe 13. yüz yıldan bugüne gelen bir gelenek bulunduğunu, bu geleneğin "Kapını, sofranı, gönlünü herkese açık tut" şeklinde olduğunu söyledi.  

"Biz sizlere evimizi, soframızı ve en önemlisi kalbimizi açtık, açmaya devam edeceğiz" diyen Davutoğlu, Türkiye´de kalmak isteyen hiçbir Suriyeliye şu ana kadar "gidin" demediklerini ve "evlerindeymiş" gibi muamele ettiklerini aktardı. 

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ama Türkiye´den Avrupa´ya geçmek isteyen veya bir şekilde başka ülkelere gitmek isteyenleri de anlayışla karşılarız. Gelene ve kalana git demeyiz. Gitmek isteyeni de engellemeyiz. Son dönemde sizlerin ve benzeri çalışmaların sonucunda dünyada mülteciler konusunda ve Suriye mültecileri konusunda bir duyarlılık oluştu. Özellikle de Aylan bebeğin resimleri, hikayesi bütün dünyayı etkiledi. Ben de onun babasıyla konuştum ve bir babanın, bütün bir aileyi kaybeden insanın yüreğinin nasıl yandığını bizzat kendisinden dinledim. O günden bugüne ben de Sayın Cumhurbaşkanımız da dünya liderleri ile konuşup, bu konuyu gündemde tutuyoruz. Bu çabalarımızı da sürdüreceğiz. Sizin bu eyleminizin iki önemli sonucu var, bir mümkünse gidebilmek, değilse de sesinizi duyurabilmek."

"Bu mesele Suriye krizine gözünü kapatanlarla, Suriye halkı arasındadır"

Almanya, AB Dönem Başkanı Lüksemburg ve Avusturya Dışişleri Bakanlarını kabul ettiğini belirten Davutoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteriyle konuştuğunu hatırlattı. 

Suriyeli sığınmacıların bu "haklı eylemlerini" onlara da anlattığını belirten Davutoğlu, "Şu hususun bilinmesini isterim; Suriyeli kardeşlerimiz Türkiye´de kaldıkları sürece ihtiyaçları karşılanacaktır. İki; herhangi bir ülke kardeşlerimizi kabul etmek için kapısını açarsa o ülkeye sizleri yürüyerek karadan değil, havadan dahi uçaklarla göndermeye hazırız. Hiçbir şekilde sizi engellemeyiz. Dolayısıyla bu mesele sizinle bizim aramızda değil, Suriye krizine gözünü kapatanlarla, Suriye halkı arasındadır" diye konuştu. 

"16 yaşındaki gencin başlattığı eylem aslında hedefine ulaşmış görünüyor..."

Davutoğlu, 16 yaşındaki bir gencin başlattığı eylemin aslında hedefine ulaştığını ifade ederek şunları kaydetti:

 "Herkes sizin bu eylemin fotoğraflarını görüp, haberlerini aldıkça dünyada Suriye mültecilerine ve sizlerin meselelerine dönük ilgi arttı. Eyleme başladığınız günden itibaren, bu konudaki yaklaşımımız açık ve Başdanışmanım Murtaza Yetiş´i Edirne´ye gönderdik, Başbakan Yardımcımız sizin meselelerinizi doğrudan Ankara´dan takip etti, koordine etti. Bütün bu yoğun siyasi gündem içerisinde sürekli toplantılarla sizlerin en iyi şekilde orada meselenin çözümü için bir eylem planı içinde çalıştık. Şu talimatları biz Edirne Valisine, İstanbul Valisine ilettik; ´Suriyeli kardeşlerimize en iyi şekilde davranacaksınız, her türlü ihtiyaçlarını karşılayacaksınız´... Anlattıklarınızdan bunun gerçekleşmiş olmasından memnunum. Bilin ki Türkiye´de hiç kimse size farklı bir gözle bakmaz. Siz bizim kardeşimizsiniz, kardeşimiz olacaksınız. Sevinciniz sevincimiz, acınız acımızdır."

11 günlük "Davut bebek" başta olmak üzere bütün Suriyeli çocukların geleceği için ne yapılması gerekiyorsa yapılacağının altını çizen Davutoğlu, Suriyeli sığınmacıların sesini duyurmak için yapacakları her faaliyete yardımcı olunmasını istediğini de bildirdi. 

Yapılan basın toplantılarına ve açıklamalarına imkan tanındığını aktaran Davutoğlu, hiçbir engellemenin olmadığını ve olmayacağını söyledi. 

"Çünkü sizin sesiniz sadece Suriyelilerin değil, insanlığın sesidir" ifadesini kullanan Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu sesin duyulması gerektiğini vurguladı.

"Bundan sonra da bu sesi yükseltmeye devam edin" çağrısı yapan Davutoğlu, "Ta ki Filistinli, Suriyeli, dünyanın neresinde olursa olsun mazlum insanların da diğer insanlar gibi yaşama hakkı olduğu anlaşılana kadar" dedi. 

"Ekim ayında da büyük bir dünya göç kongresini Türkiye´de yapacağız"

Herhangi bir ülkeden talep gelmesi durumunda her türlü kolaylığın sağlanacağını yineleyen Başbakan Davutoğlu, ancak şu ana kadar böyle bir teklifin gelmediğini bildirdi. 

Konuya dair bazı açıklamaların geldiğini ancak bu açıklamalarda atılacak adımların belli plan dahilinde daha sonra atılacağının söylendiğini bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ama biz şimdi Türkiye olarak inisiyatif alıyoruz ve bu konuları AB ve BM ile konuşmak üzere ortak çalışma grupları kuracağız. Ekim ayında da büyük bir Dünya Göç Kongresi´ni Türkiye´de yapacağız. Özel bir oturumu da Suriyeli mülteciler için olacak. Önümüzdeki haftadan itibaren, BM Genel Kurulu´nda bulunacağız, Genel Kurul´da da Suriyeli mülteciler konusunu gündem maddesi haline alınmasını sağlayacağız. Sizin ziyaretinizden sonra da önemli hükümet başkanlarına şahsi bir mektupla sizin meselelerinizi hem aktaracağım hem de Suriyeli mülteciler konusunda uluslararası bir çağrıda bulunacağım. Bu konuda da sesinizi duyurmak için her türlü gayreti göstereceğiz, her türlü desteği vereceğiz."

Davutoğlu ayrıca dünya liderlerine göndereceği mektupla, Suriyeli sığınmacıları kabul etmeleri çağrısında bulunacağını belirtirken, "Sizden ricam, bu eylemle dünyaya sesinizi duyurdunuz, artık normal hayata dönmeniz, Pazartesi akşamına kadar eylemi sonlandırmanız. Bayramda sizi gitmek istediğiniz şehir ve kamplarda misafir etmek için her türlü imkanı seferber edeceğiz. Biz Suriyelilerin Ege Denizi´nde  ya da yollarda ölmesini istemiyoruz" dedi. 

Suriyeli babanın gözyaşları...

Görüşmeye ilişkin paylaşılan detay görüntülerde de Başbakan Davutoğlu´nun Suriyeli bir babayla konuşması yer alıyor. 

11 günlük oğlunun adını Davut koyduğunu aktaran Suriyeli baba, "Oğlumun adını Davut koymam kesinlikle bir tesadüf değil. Çünkü, İstanbul´da 29 Mayıs Hastanesinde, benim eşim doğum yaptı ve bu hastane sadece doğumun parasını almamakla kalmadı bizim taksi paramızı bile ödedi. Teşekkür ederim" dedi.

Başbakan Davutoğlu da "Bu sözleriniz bizi çok duygulandırdı. Davut bebek artık hepimizin evladı" diye konuştu. 

Görüntülerde Suriyeli babanın gözyaşlarını tutamadığı da görüldü.