Şehit Teğmen Altınbaş’ın annesi yürekleri sızlattı

 Acı ile gururu aynı anda yaşadığı söyleyen kederli anne Altınbaş, oğlu ile ilgili şöyle konuştu: 

“Çok büyük ama onur ve gurur verici bir acı. Bir annenin yaşamak istemediği, bir yandan da iyi ki yaşadım, oğlum şehit oldu dediğim bir durum. Ben dimdik yaktayım. Oğlum, narin birisiydi. Bir taraftan da yüreğim yanıyor. Çok iyi bir çocuktu. Pırlanta gibiydi. İnce ruhluydu. En küçük bir tartışmamızda hemen gelip özür diler, ayağımın altını öperdi. Çok farklı bir çocuktu.” 

 “Şerefli bir mesleğim var, şehit olmak benim amacım” 

Şehit teğmenin örnek bir karaktere sahip olduğunu söyleyen anne Altınbaş, ”Kendisiyle en son şehit olmadan bir gün önce görüştük. İstifa et gel dedim. Bana, ‘Olmaz anne, şerefli bir mesleğim var. Şehit olmak benim amacım. Hakkını helal et’ dedi. Ortaokuldan sonra askeri lise sınavlarını kazanmıştı. O zamandan beri asker olmak istiyordu. O dönem kilo problemi olduğu için sağlık sınavında elenmişti. Çok başarılı bir öğrenciydi. Kaymakam olmak istedi, vazgeçip teğmenliği seçti. Kendinden çok beni düşünürdü. ‘Anneme ev alayım’ diye hayal kurardı” dedi. 

“Babasını çok severdi” 

Oğlunun, vefat eden polis babası ile çok iyi anlaştığını dile getiren anne Altınbaş, “Babasını çok severdi. Arkadaş gibilerdi. Okul bahçesinde top oynarlardı. Babasını oğlunu kütüphaneye götürürdü, ramazan ayında camiye götürürdü. Baba oğul ilişkileri çok güzeldi. Çocuklarım da babaları gibi saygılı ve sevgililer” ifadelerine yer verdi. 

Annesi üzülmesin diye görev yerini söylememiş 

Oğlunun göre yaptığı yeri acı haberini almadan bir gün önce öğrendiğini söyleyen Altınbaş, “Kurban bayramından sonra görev yerine gitmişti. Gittiği yeri bana söylemek istemedi, özel bir görev olduğu için. Halaları ile görüşüyormuş. ‘Annem gittiğim yeri bilmesin, üzülmesin’ diyormuş. Ben son gün öğrendim nasıl bir çatışma içinde ve nerede olduğunu” diye konuştu.