Bilmem Ramazan ayında çay bahçelerine gittiniz mi?
Ben birkaç mekanı gezdim ve masa parası uygulamasına tanık oldum.
Uygulama şöyle:
Masalarda 50 gram fındık, 50 gram fıstık ve 2 adet 0,5 litrelik sular var.
Maliyeti 50 lirayı geçmeyen çerez ve sulara karşılık kimi mekandan 500, kiminden 600 lira alınıyor.
Tabii yiyip, içtikleriniz için de ekstra ücret ödeyeceksiniz.
Bir de 5 dakikada bir elinde çay tepsisiyle dolaşan garsonun tacizine maruz kalıyorsunuz.
Tamamen müşteriyi kazıklamaya dönük bu uygulama nedeniyle, geçen yıllarda boş masa bulunmayan mekanlar bu yıl kalabalık değil.
Ekonominin durumu ortada…
Gıda fiyatları her geçen gün artarken, dar gelirli hatta orta sınıf kesim bile artık dışarıda yiyip, içmekte zorlanıyor.
Üstüne, kuru bir masaya, ücret dayatmasına maruz kalıyorsunuz.
Bunun adı esnaflık değil, soygunculuktur.
Merak ediyorum, Bursa Ticaret İl Müdürlüğü, vatandaşa yolunacak kaz muamelesi yapan bu uygulamayı görmüyor mu?
----------------------------
“Sesimi duyan var mı?”
17 Ağustos Marmara depreminin akılda kalan cümlesinin, çeyrek asır sonra bir belediye başkanının ağzından döküleceğini kim bilebilirdi.
Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, İMSİAD’ın iftarında Gemlik’te tabutlarda yaşadıklarını söyledi ve adeta haykırdı: “Sesimi duyan var mı?”
Deviren’in sesini duymasını istediği kişiler kuşkusuz arama, kurtarma ekipleri değildi.
Kanımca, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve vatandaşa sesleniyordu Deviren.
Nitekim, yüzde 48’i riskli yapılardan oluşan Gemlik’te, yapay zeka simülasyonuna göre büyük bir depremde 50 bin vatandaş yaşamını yitirecek.
Ve bu korkunç olasılık karşısında elinde kısıtlı imkanlar olan ilçe belediye başkanı çaresiz kaldığını ilan ediyor.
Belediye başkanlıkları çare bulma, çözüm üretme makamlarıdır kuşkusuz.
Ancak deprem riskine karşın koca bir ilçeyi dönüştürmek büyük bir kaynak ve organizasyon gerektirir.
İftarda İMSİAD Başkanı Şeref Demir de konuştu.
Demir de kentsel dönüşüme değindi, ‘Yarısı Bizden’ kampanyasının öneminden söz etti.
Ancak bu kampanya sadece İstanbul’da uygulanıyor!
----------------
Duayen iş insanı Kağıtçıbaşı Bursa’nın büyük bir değeriydi
Bursa’nın önemli bir iş insanı yaşamını yitirdi.
Ergun Kağıtçıbaşı’ndan söz ediyorum.
Kağıtçıbaşı ile bir gazete röportajı ve bir de televizyon programı yapmıştım.
2 söyleşide de ufkum açıldı.
Kağıtçıbaşı iş insanı kimliğiyle tanınıyor ancak Hukuk Fakültesi mezunu olduğu için iş yaşamına avukatlıkla başlıyor.
Ne ki sadece bir duruşmada yaşadıklarından sonra cüppesini çıkartıyor, bir daha giymemek üzere…
Daha sonra iş yaşamına atılıyor ve Bursa’da iz bırakan işler yapıyor.
İşte benim Kağıtçıbaşı’ndan aldığım en büyük hayat dersi buydu.
İnsanın kendisini tanıyıp, iş yaşamında başarılı olacağı bir alanı tercih etmek.
Yani, ‘para kazanmak için meslek seçmek yerine sevdiğiniz bir işi yaparak para kazanmak’ anlayışını çok genç yaşta anlamış ve uygulamış örnek bir iş insanıydı Kağıtçıbaşı.
Bunun için de önce insanın kendisini tanıması ve anlaması daha sonra cesur kararlar verebilecek donanımda olması gerekiyor.
İyi bir iş insanı olmasının yanı sıra, iyi bir insan ve iyi bir entelektüeldi de aynı zamanda Kağıtçıbaşı.
92 yıllık ömrü, gelecek nesillere mirastır.
-------------------
9 gün tatil mi olur?
9 günlük tatil konusunda iki farklı görüş var.
Tatil kararını doğru bulanlar ve tatil kararının gereksiz olduğunu düşünenler.
Tatil kararını doğru bulanlar, ağırlıklı olarak ekonomik koşullar ne olursa olsun etkilenmeyen, tuzu kuru kesimden oluşuyor.
Tatil kararının gereksiz olduğunu düşünenler ise üretim yapan işverenler.
Ekonominin bozuk, ihracatın tatsız, işlerin kesat olduğu bir dönemde günlerce sürecek tatil tüy dikecek.
Ben de aynı görüşteyim.
MUSTAFA ÖZDAL