Mehmed Akif ASLAN

Takdir edilme mutluluğunun sürdürülebilir olması için “eleştirilme” sürecinin de sürdürülebilir olması gerekmektedir.

Devletimizin anaç unsurları ile vatandaş ilişkileri arasında bizzat tarafımca mevcut durumu ölçmek adına yaptığım bir çalışmanın sonucunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu paylaştıklarımın kızgınlık ve kırgınlık yerine memnuniyetle karşılanacağını düşünerek detayları açıklamaya başlıyorum.

Sosyal medyanın etki gücünü hepimiz biliyoruz. Artık vatandaşlar çoğu talebini, önerisini, şikayetini bu platformlar aracılığı ile iletiyor. Peki “Yöneticilerin ulaşılabilirliği” ne durumda?

Yani tüm çalışmalarını sosyal medyadan duyuran binlerce beğeni alan gerek milletvekili gerekse kurum yöneticilerinin bu platformlara vatandaşlardan gelen bildirimlere bakış açısı nasıl?

Geri dönüş yapıyorlar mı?

Evet sorumuz bu?

Gençlere bir model olarak Cumhurbaşkanımız tarafından Meclisimize görevlendirilen en genç milletvekilimizi şehrimize davet ettim. Bu daveti kendi İnstagram hesabımdan şahsının hesabına mesaj atarak gerçekleştirdim. Lakin 15 Aralıkta yazdığım mesajım ne görüldü ne de geri cevap verildi.

Şöyle bir düşündüm. Başlatılan gençlik çalışmalarına katılmak isteyen Yozgat’ın Yerköy ilçesinin bir köyünde ikamet eden bir gencim. Heyecanlı bir şekilde katılmak istediğim çalışma hakkında ya da kafamda gerçekleştirmek istediğim proje hakkında Milletvekilimize ulaşmak istiyorum. Şahsi sosyal medya hesabına mesaj attım ama 1 ay geçmesine rağmen cevap alamadım.

O genç nasıl düşünmeli?

Ya da milletvekilimiz bu süreçte sosyal medyanın etki gücünü ve ulaşılabilir olmanın gerekliliklerini mi sorgulamalı? Sonra kendi kendime “Olabilir Meclis iş ve işlemleri kolay değil yoğunluk vardır elbet dönüş olur” diye düşünerek İletişim Başkanımız’a bu konuyu kısaca özetleyen bir mesaj yazarak sosyal medya hesabına gönderdim. Gel gelelim o mesajımda sonuçsuz kaldı.

Sonra sosyal medyayı aktif kullanan İstanbul Milletvekilimize ve Tokat Milletvekilimize de mesaj attım. Onların hesaplarına gönderdiğim mesajlara da cevap verilmedi. Birde siyaset dışı STK yöneticimize mesaj göndereyim dedim. Yeşilay Genel Başkanımıza hem mesaj hem mail gönderdim. Kendisinden de cevap alamadım. Burada kişiler üzerinden kişileri ya da siyasi bir partiyi eleştirmek değil gayem. Gayem şu ki, “BİMER, CİMER” platformları kurarak vatandaşları bire bir yönetime dahil eden bir Cumhurbaşkanımızın olduğu güzel ülkemizde görev yapan toplum tarafından model alınan yöneticilerimizin “Ulaşılabilir” olması. Özellikle “18-25” yaşın neredeyse tüm gününü geçirdiği sosyal medya platformlarında yöneticilerimizin kendi hesapları ile ilgilenecek en azından bir görevlisinin olması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü ulaşılabilir olmak vatandaş nazarında ciddi bir memnuniyet oluşturuyor.

Örneğin İnegöl Belediye Başkanı Alper TABAN kendisine sosyal medyadan mesaj atan tüm vatandaşların mesajlarını gece geç saatlerde dahi olsa tek tek okuyor.

Aynı şekilde gece geç saatlerde tüm platformlardan kolaylıkla ulaşılabilir olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ’ta ulaşılabilirlik açısından örnek teşkil eden yöneticilerden. Bir yanda eleştirirken diğer yanda model olan yöneticileri de marifetlerinden dolayı iltifata maruz bırakmak gerekiyor.

Bu Bursa ölçeğinde kalmamalı. Ankara’nın geneline de yayılmalı diye düşünüyorum. Sosyal medya’dan gelen mesajların analizlerinin yapılarak raporlanması, elde edilen sonuçlara göre çeşitli faaliyet ve projelerin gerçekleştirilmesi gibi birçok fayda sağlanabilir.

Eleştirilmeden geliştirilmeyeceğini düşünerek, eleştirilerimin geri bildirimlerini aldığım takdirde konuyu yine sizlerle bu köşemden paylaşacağım.

İnanıyorum ki eleştirilerim olumlu karşılık bulacaktır.

Esen kalın


EN GE(N)Ç VEKİL? ULAŞILA(MAZ)BİLİRLİK?

Takdir edilme mutluluğunun sürdürülebilir olması için “eleştirilme” sürecinin de sürdürülebilir olması gerekmektedir.

11.01.2021 00:06:00