Mehmed Akif ASLAN

“Gençlik” döneminin kahramanları! Sıkılmadan okuyacağınız bir konuda sizinle istişare etmek istiyorum. Müjdemi isterim. Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan sorusunun cevabını bulabileceğiniz bir sistem, her geçen gün ülkemizde yayılıyor. Peki nedir bu sistem? Tavuk ile yumurta örneğini boşuna vermedik değil mi! Cevabımız tabi ki de, kuluçka.

“Ne anlatıyorsun? Kafamız karıştı.” dediğinizi duyar gibiyim. Gençler! Sizin önem sıralamanızda biliyorum ki “Hayaller” en üst sıralarda yer alıyor. Yenilikçi hayallerinizi gerçekleştirme sürecine de “Girişim” adını verebiliriz. Peki hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz girişimlerde size kim destek olacak? Bu sorunun cevabı “Kuluçka Merkezleri”.

Kuluçka Merkezleri, farklı isimlerle anılabiliyor. Örneğin, Teknoloji Transfer Ofisi, Teknoloji Merkezi, İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi, Teknokent, Bilim ve Teknoloji Merkezi gibi. Teknolojinin gelişimi ile birlikte hayatımıza selam vermeden giren bu kavramlara hızla alışmalıyız.

Gençlerimizin çoğu bu merkezleri ödev yapabilecekleri, ücretsiz çay ya da kahve dağıtılan garip garip teknolojik çalışmaların yapıldığı merkezler olarak adlandırıyor. Burada bakış açısı değişikliğine gitmeliyiz. Genç kardeşim! Bak şimdi! Kendimi senin yerine koyarak bu merkezlerden nasıl faydalanabilirimi anlatacağım.

Şehrimde ya da farklı şehirlerde bulunan bu merkezler, dönem dönem farklı girişimcilik temalarında çağrılara çıkıyor. Çağrıdan kastım şu, kurum ya da kuruluş diyor ki belirli bir paramız/kaynağımız var, eğer senin fikrin bizim belirlediğimiz konuları kapsıyorsa başvurunu yap. Peki ben başvurumu yaptıktan sonra beni ne bekliyor?

Başvurular değerlendirici kurul tarafından süzgeçten geçiriliyor. Özgün ve katma değeri yüksek, çözüm odaklı fikirler seçilerek o girişimcilerle yola çıkılıyor. Tabi öyle “Selamunaleyküm ben geldim. Girişimci oldum.” demekle olmuyor bu işler. Evvela o merkezlerde görevli hocalar tarafından çeşitli eğitimler alıyorsun. Sonra ön kuluçka olarak tabir edilen süreçte fikrinin olgunlaştırılması sağlanıyor. Bu süreçlerin birçok teknik detayı var. O detaylara girmeyeceğim. Ardından fikrin neticesinde bir ürün ortaya koyabiliyor ve hatta bu ürününü satabileceğin bir şirkete dahi sahip olabiliyorsun.

Düşününce çok havalı gelmiyor mu! Fikrinle başvuruyorsun, 2-3 sene sonra şirket sahibi olabiliyorsun. Bu şirketlere de Start-up şirketleri deniyor. Yani bu devlet sana “Gel genç kardeşim. Senin fikirlerin benim için önemli. Maddi ve manevi destek sağlıyorum. Seni şirket sahibi yapacağım” diyor. Ne duruyorsun o zaman! Hemen en yakın “Kuluçka Merkezini” ziyaret edip yetkililere “Ben geldim” diyebilirsin.

Küçük bir fikir örneği ile bu hafta mürekkebimizin önünü keselim. Bağcıklı ayakkabı giymek herkes için zahmetli bir iş olarak adlandırılır değil mi! Bu arada çözümler genellikle sorunlar odaklı ortaya çıkar. Bunu bir sorun olarak adlandırırsak eğer buna yönelik benim bir fikrim var! Hayal ettiğim ve mekanik olarak azda olsa kurguladığım bir makine düşünelim. Bu makine ile eve girerken ayakkabılarımı bu makineye yerleştiriyorum. Sabahları evden çıkarken ayağımı makinenin içine koyduğum gibi ayakkabılarımı bağcıkları ile birlikte hazır bir şekilde giydiriyor. Sence nasıl bir fikir! Kuluçka merkezleri destek olur mu acaba? Belki de ben bu fikrin sonucunda bu makineyi üreten şirketin sahibi olacağım kim bilir…

Girişimcilik ekosisteminde daha fazla nefes almalıyız. Genç kahramanlar, esen kalın.


GENÇLER MÜJDE! “KULUÇKA VAKTİ”

​​​​​​​“Gençlik” döneminin kahramanları! Sıkılmadan okuyacağınız bir konuda sizinle istişare etmek istiyorum.

21.07.2020 11:48:00