AHMET TAŞTAN

KIZ, NAMUS, BEKÇİ, KİM?

Kelimelerden bir cümle kurunuz desem aklınıza ne gelir, bilmem ama benim için midemden acı bir tat gelir ve boğazımı yakar. Neden mi? “Ahlaksızlığı örtbas etmek isteyen bir annenin/babanın itiraz cümlesi olarak bana söylendiğinde ne diyeceğini şaşırmıştım” dedi kültür parkta görev yapan arkadaş. Ardından daha acı sözü fısıldar gibi söyledi. 

“O günden sonra böyle ahlaksızlığa müdahale etmemeye karar verdim, ne halleri varsa görsünler!” Bir toplumu, tarihin tozlu sayfalarına gönderecek sırrı fâş etmiş oluyoruz. 

Hani hatırlarsınız Kanuni Sultan Süleyman, devletin en zirve halinde iken bir soru sorar Şeyhülislâm Ebu Suud Efendiye : “Bu devlet, ne zaman yıkılır?”  Ebu Suud Efendi : “Neme lazım!” der. Padişah pek bir şey anlamaz, açıklama bekler. "Vazifesi olan insanlar neme lazım demeye başladığında devlet yıkılır" der. 

Osmanlı devletinin sonunu getiren bu endişe şimdi bizim başımızda. 

Bir ahlaksızlık karşısında insanlar üç kısımdır. Sözü edilen ahlaksızlığı yapanlar, onlara engel olmaya çalışanlar ve “bırakın, karışmayın başınıza bela almayın” diye akıllıca konuşur gibi yaparak bir şeye karışmayanlar. 

İşte bir toplumu yerin dibine geçirecek zihniyet budur. Ahlaksızlığa karşı kayıtsız kalanlar, kimseye karışmayan korkak tipler. Yani başındaki ahlaksızlığa bir laf edemeyip kendi kendine homurdanan zihniyet sahipleri. Allah’ın  bizi bu tiplerden kurtar. Ne de çoklar! Güneşi astarında kaybetmiş nesiller bunlar. 

O ahlaksızlık kapımıza dayandığında ne yapacağız onların bomboş sözlerini. Kuru bir özür dileme, kötülüğün bertaraf edilmesine hiç bir faydası olmayacaktır. 

Ahlaksızlığa karşı duranları susturan, hatta uyaranların başına bir şey geldiğinde biz demiştik gibi uyarıları dilinden bırakmayacaktır bu aradaki güruh.  

Ahlaksız davranışlar çoğaldıkça çoğalacak ve toplumdaki insanlar aklıyla gönülleri arasında sıkışıp kalacak. Fitne alacak başını tüm nesilleri perişan edecek. İşte bu durumda ne kadar da muhtacız toplumu uyarak güzel ahlak sahibi insanlara. Rahman olan Rabb’im insanların en mükemmeli olan peygamberleri gönderdi bu amaçla. “Kalk ve korkut/uyar” dedi her birine. Onlar (rıdvanullâhi aleyhim ecmaîn) ve samimiyetle iman eden ve onların izinden giden alimler de diğer Müslümanlar da bu vazifeye ortaktırlar. 

(Öyle derler ya...) Deve kuşu gibi başını toprağa gömerek ahlaksızlığı görmezden gelmek çözüm değil. Gözünü kapatınca gece olduğunu sananlar gibi fark etmezden gelince terbiyesizlik yok olmuyor. Gerçekçi olmak lazım. “Yâ Râb, bana eşyanın hakikatini öğret!” diyen peygamber (sav)’in duasını dilden düşürmemek gerekir. Bu ahlaksızlık hastalığına yakalanan bizim evlatlarımızdır. Atamayız, satamayız... Her şeyi ile bizimdir. Öyleyse biraz farkında olalım. İbret alınsın diye izlediğimiz TV programları örnek olmasın. “Herkes yapıyor, özgürlük var...” gibi hastalıklı kelimelere karnımız tok olmalı. “Ya hayır söyle ya da sus!” sözünü rehber edinmek herkese iyi gelecektir. 

Konunun başına dönecek olursak. “Kızınız çok uygunsuz bir vaziyette bu kişiyle...” diye başlayan cümleler henüz tamamlanmadan hiddetli bir ses tonu ile yüzüne çarpılan kelimeler tüm seslerin bastırdı. “Kızımın namus bekçisi sen misin!!!???” Yer ve gök ehli şaşkın. Bir anne ya da baba bu halde olan kızının yaptığına nasıl sahip çıkabilir? Nasıl bu kadar vurdumduymaz olur? Kızının yaptığından haberi varmış gibi davranabilir? 

Biz de bu satırlarda haykırmak istiyoruz. “Hanım anne, bey baba, kızının namus bekçisi kim?” Bu milletin kızlarının namus bekçisi kim? Kim sahip çıkacak bu kandırılan kızlara. Gencecik yaşlarda apartmanlardan aşağıya atılan, kesilip doğranan kızlarımızın sahibi kim? Bu kadar mı kimsesiz bu kızlarımız. 

Fatihler doğuracak yaştaki kızlarımıza kim yol gösterecek? Bu büyük ve ağır soruları üzülerek size emanet ediyorum.


KIZ, NAMUS, BEKÇİ, KİM?

Kelimelerden bir cümle kurunuz desem aklınıza ne gelir, bilmem ama benim için midemden acı bir tat gelir ve boğazımı yakar. Neden mi? “Ahlaksızlığı örtbas etmek isteyen bir annenin/babanın itiraz cümlesi olarak bana söylendiğinde ne diyeceğini şaşırmıştım” dedi kültür parkta görev yapan arkadaş. Ardından daha acı sözü fısıldar gibi söyledi. 

13.06.2022 08:48:00