Mehmed Akif ASLAN

Hepimizin az çok aşina olduğu bir kelimedir: Yamyam. Hatta dilimize yerleşmiş, içerisinde yamyam geçen bazı özdeyişler dahi bulunmaktadır. Üstat Mehmed Akif ERSOY’da Çanakkale Şehitlerine ithafen yazdığı şiirinde "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela." ifadeleri ile yamyam kelimesine işgalci Batı’ya atıf yaparak yer vermiştir.

Bu tarz insanların yok olmadığını düşünüyordum ki yaşadıklarım bana düşüncelerimde haksız çıkmadığımı bir kez daha kanıksattı. Ne yazık ki yamyamlar, günümüzde ülkemizde de yaşamakta. Peki kim bu yamyamlar!

Ülkemizin her yerinde bizler şöyle derin ve rahat bir nefes alabileceğimiz yeşili ve suyu bol, park ve mesire alanlarına ihtiyaç duymaktayız. Lakin orman alanlarını hayvanlarla müşterek kullanmayı beceremiyoruz.

Yaktığı mangalı için daha yemyeşil ağaçları yanında getirdiği balta ile kökleyen insanlar, keyifli vakit geçirdikten sonra tüm pisliğini doğa ile baş başa bırakan yine insanlar, mangal ateşini söndürmeyip orman yangınlarına sebep olan maalesef yine insanlar!

Yani yamyam olmak için insan canına kıymaya gerek yok. Şehrin içinde arabanın camından yere çöplerini attığında, afedersiniz balgamı büyük bir iştahla yere tükürdüğünde, çöpleri ağaçlara ve çalılara astığında, parklardaki çardakları kırıp altında ateş yaktığında, toplu alanlarda alkol tüketip uygunsuz hal ve davranışlarda bulunduğunda kusura bakma ama sen yamyamsın!

Peki devlet ne yapmalı! Ellerinde mızrak olan savunmasız insanlara silahla saldırılmaz ya. Bu olumsuz davranışlarda bulunan insanların bu davranışlarından vazgeçmeleri için farkındalık çalışmaları yapmalı. Ben her bireyin bu huyundan vazgeçebileceğini düşünüyorum. Hepimizin istisnai bazı hataları olmuştur. Lakin bu durumu bir huy haline getirenlere sözüm. Sizde gelin tez vakitte vazgeçin. Ki aksi halde durum çok ciddi boyutlara ulaşabiliyor.

Bu konuda bir takım yaptırım zinciri ivedi uygulamaya konulmalı! Ya da şehrin muhtelif yerlerine yamyamlar giremez mi yazılsa acaba? Ya da yamyamlara özel giriş ücreti mi belirlense. Dur dur bir ihtimal daha var. Bu bölge yamyamlara aittir denirse farkında olan insanlarda ona göre o bölgeleri tercih etmezler. Farkında olmak! İşte en büyük farkındalık bu.

Diğer bir ihtimal de kamera ile bölgelerin izlenip ceza uygulanması. Bu arada yetkililere seslenelim! Mutlaka vatandaşın kullandığı ortak alanlar sembolikte olsa ücretli olmalı! Sembolik ifadesinin içini doldurmak size kalsın. Ücretli olmalı ki kıymet bilinsin. Günümüzde piknikçilerin kullandığı masaların bireysel olarak tanımlandığı ve o kişiye sembolik ücretleri zimmetlendiği sistemler dahi mevcut. Ne de olsa devlet malı değil mi! Yaksan da yıksan da devlet affeder, tamir eder. Hayır kardeşim böyle bir anlayış olamaz. Eline, gözüne durur o milyonlarca insanın hakkı biliyor musun? Her şeyden önemlisi kul hakkı arkadaşlar. Ormandaki ağaç, parktaki bank, sokaktaki çeşme... Kamuya ait olan her şeye verdiğiniz zararın karşısında milyonlarca insanın hakkı var!

Evet hayal ederek bu haftaya son verelim o zaman. Yaya girişinin ayrı, araç girişinin ayrı ücretli olduğu bir parka ailemle birlikte gidiyoruz. Girişte hangi kameriyenin bana ait olduğu tarafıma verilen fiş ile tebliğ ediliyor. Ardından alana yerleştiğimizde çevremde herkesin aynı şekilde düzenli ve sistemli bir şekilde vakit geçirdiğini gözlemliyorum. Çevremizde yer alan otomatlardan ihtiyacımız olan her şeyi alabiliyorum. 7/24 izlenen bir ortamda, her kameriyeye geri dönüşüm ve atık toplama noktasının dizayn edildiğini görüyorum. O noktalarıda herkes nizami kullanıyor. Böylesine güzel bir ortamda günümü tamamlıyorum.

Düşünsene bir yamyam dahi kalmamış!


YAMYAMLAR HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

Hepimizin az çok aşina olduğu bir kelimedir: Yamyam. Hatta dilimize yerleşmiş, içerisinde yamyam geçen bazı özdeyişler dahi bulunmaktadır.

1.11.2020 21:26:00