Yıl 1995…
Bir grup yurtsever eğitim gönüllüsü bir araya gelip, Türkiye'ye örnek olacak bir eğitim modelinin temelini attılar.
Çağdaş Eğitim Kooperatifi…
***
Amaçları; düşünen, sorgulayan bireyler yetiştirmek, maddi imkanı olmayan, özellikle kırsaldaki kız çocuklarına el vermek, özel okulların eğitimi ticarileştirdiği dönemde denge unsuru olmak, yurtlar inşa ederek genç dimağların gerici yapıların ağına düşmesini engellemek ve nitelikli, modern eğitim merkezleriyle çağdaş, Atatürkçü, laik nesillerin yetişmesini sağlamaktı.
***
Yazının başında kullandığım, "Türkiye'ye örnek olacak eğitim modeli" ifadem, tesadüf değil.
Öyle ki Çağdaş Eğitim Kooperatifi'nin 30 yılda geldiği nokta tam da budur.
***
ÇEK'in sıradan bir eğitim kooperatifi olmadığı, büyük bir çağdaşlaşma projesi olduğu gerçeği, kentin dört bir yanına yayılan nitelikli okulları, modern yurtları ve son olarak sanat merkeziyle ete kemiğe büründü.
Ancak benim için ÇEK'in asıl anlamı; inşa ettiği fiziki yapılardan öte dokunduğu binlerce gencin yaşamlarında yarattığı zihinsel devrimdir.
O gençlerin yolu ÇEK ile kesişmemiş olsaydı ya eğitim hayatları yarım kalacaktı, ya da 'çağdışı' ama yaygın yapıların elinde, yaşama birey değil kulluk öğretisiyle bakacaklardı.
***
30 yıl önce büyük bir hayali gerçekleştirmek için yola çıkanların ve bu çağdaş eğitim modeline destek verenlerin bazıları hayatta değil.
İşte o destekçilerden biri 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
ÇEK'in 30. kuruluş yıldönümü için düzenlenen sergide ilk gözüme çarpan arşiv fotoğrafı; Demirel'in, ÇEK'in yurt binasına harç döktüğü tarihi kareydi.
Demirel, merkez sağın efsane lideri olmasına rağmen, iktidar olduğu dönemlerde seküler yaşam tarzını benimsemiş yurttaşların garantörü, laik ve bilimsel eğitimin yılmaz savunucusuydu.
Bu nedenle, ne Demirel'in 29 yıl önceki temel atma töreninde ön safta yer almasını ne de ÇEK'in 30. kuruluş yıldönümü sergisinde bu tarihi fotoğrafın başköşeye asılmasını tesadüf olarak görürüm.
Ayrıca bu fotoğraf karesini, günümüzde ekmek ve su kadar ihtiyaç duyduğumuz toplumsal uzlaşıyı temsil ettiği için de çok değerli buldum.
***
Kuşkusuz ÇEK, bugünlere kolay gelmedi.
Yıllar içinde değişen siyasal iklimden olumsuz etkilendiği zamanlar da oldu.
FETÖ'cü valilerin çabalarıyla, yurtları bile ellerinden alındı.
Ancak kısa zamanda daha büyüğü inşa edildi, ÇEK'in kararlı ortakları ve binlerce gönüllüsünün fedakarlığıyla.
***
Son olarak geceye dair notlarım.
Görükle Kültür Merkezi'ndeki mütevazi geceye protokol ilgi göstermemişti.
O gece çok daha önemli işleri olduğu anlaşılan CHP'li belediye başkanları, sadece çelenk yollamayı tercih etmişti.
İktidarın, Birlik Vakfı veya İlim Yayma Cemiyeti gibi yapılara verdiği destekler karşısında CHP'lilerin ÇEK'e olan cılız destekleri, ana muhalefet partisinin neden 'bin yıldır' iktidara gelemediğinin de yanıtı.
***
Geceyi, muhteşem bir müzik ziyafetiyle kulaklarımızın pasını silen Ezgi Anıl Flamencotolian taçlandırdı.
Ben ilk kez izledim bu grubun dinletisini.
İspanyol esintileriyle Anadolu türkülerini harmanlayan grup, geleneksel melodilere senfonik dokunuşlarla farklı hazlar yaşattı izleyenlere.
Kah İspanyolca eserlerle Akdeniz kıyılarında dinginleşiyor, kah hırçın Karadeniz'in melodileriyle coşuyorsunuz, bu özgün grubun enstrümanlarından çıkan büyülü seslerle.
Musa Göçmen, Ezgi Anıl, Tansel Özalp, Elifsu Yalın, Uğraş Torun, Mesut Çaşka, Ozan Sari…
Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık.
***
Ve kuruluşundan, bugüne Çağdaş Eğitim Kooperatifi'ne emek veren, alın teri döken, maddi ve manevi katkı koyan büyük eğitim ailesi…
Nice, nice yıllara.
MUSTAFA ÖZDAL