Bursa’daki etkili olan sağanak, hayatı felç etti. Dereler taştı, tarım alanları zarar gördü, metro istasyonu ile çok sayıda ev ve iş yerini su bastı, yollarda su birikintileri oluştu, araçlar kullanılamaz hale geldi.
Bursa’daki etkili olan sağanak, hayatı felç etti. Dereler taştı, tarım alanları zarar gördü, metro istasyonu ile çok sayıda ev ve iş yerini su bastı, yollarda su birikintileri oluştu, araçlar kullanılamaz hale geldi. Şehir Plancıları Odası eski Şube Başkanı Füsun Uyanık, Bursapost’a yaptığı açıklamada, sel felaketlerinin tesadüf olmadığını belirterek, “2020 Çevre Düzeni Planı’nda 30 bin kişinin taşkın alan ve sıvılaşma potansiyeli olan bölgelerde yaşadığı görülüyor. Bu yanlış yer seçimleri, sel felaketlerini kaçınılmaz kılıyor. Bursa Valiliği’nin lojmanları, İstanbul Yolu’ndaki Adliye binası ve AFAD bile taşkın alan ve sıvılaşma potansiyeli olan bölgelerde inşa edilmiş” dedi. Uyanık, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve DSİ’nin işbirliği yaparak, yeni Çevre Düzeni Planı’nda, taşkın alan ve sıvılaşma potansiyeli olan riskli bölgelerde yapılaşmanın önüne geçmelerini istedi. Uyanık, 10 binlerce Bursalının risk altında olduğunu belirterek, riskli bölgelerin taşınmasını da önerdi.
-------------------
Kentte yaşamı felç eden sağanak yağışın yaraları sarılırken, akademik camiadan önemli bir uyarı geldi. Şehir Plancıları Odası eski Şube Bakanı Fusun Uyanık, son yıllarda meydana gelen sel felaketlerinin nedenlerini ve çözüm önerilerini Bursapost okuyucuları için paylaştı. Uyanık, yanlış planlamayla gelen yer seçiminin sel ve deprem gibi felaketlere davetiye çıkardığını belirterek, 2050 Çevre Düzeni Planı’nda aynı hataların tekrarlanmaması gerektiğini kaydetti.
10 BİNLERCE BURSALI RİSK ALTINDA
Uyanık, 2020 Çevre Düzeni Planı’nda taşkın alan ve sıvılaşma potansiyeli olan bölgelerde 30 bin kişinin yaşadığını kaydederek, bazı yerlerde planların iptal edilmesine rağmen, fiili durumun sürdüğünü ve o binalarda insanların yaşamaya devam ettiğini hatırlattı. 2020 Çevre Düzeni Planı’nın alt ölçekli 1/25 binlik nazım imar planlarında sıvılaşma potansiyeli olan ve taşkın alanlarda yer alan bölgelerin işaretlenmediğini kaydeden Uyanık şöyle devam etti: “Planlardaki yanlış yer seçimleri, yanlış ulaşım ağlarını da beraberinde getirdi. 2020 Çevre Düzeni Planı’nda taşkın alanlarda ve sıvılaşma potansiyeli olan yerlerde 30 bin kişinin yaşadığı görülüyor. Çünkü bu riskli bölgelere nüfus ataması yapıldığın görüyoruz. Bursa Valiliğinin lojmanları, İstanbul Yolu’ndaki Adliye binası ve AFAD bile taşkın alan ve sıvılaşma potansiyeli olan bölgelerde yer alıyor. Bazı riskli bölgelerdeki planlar iptal edilmesine rağmen, fiili durum sürüyor. “
YEREL YÖNETİMLERE VE DSİ’YE ÇAĞRI
İnsanların yaşamını doğrudan ilgilendiren yapılaşmaların ranta ve siyasete kurban gittiğini belirten Uyanık, “Riskli alanlarda yapılaşmaya müdahale etmemek, bir cinayettir aslında. Gündemde 2050 Çevre Düzeni Planı var. 2020 Çevre Düzeni Planı’ndan dersler çıkararak, yeni planları hayata geçirmemiz gerekir. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve DSİ, aynı masaya oturup, 2050 Çevre Düzeni Planı’nda riskli bölgeleri işaretleyerek, bu alanlarda yapılaşmaya izin vermemeleri gerekir. Mevcut riskli bölgelerin de taşınması gerekir” diye konuştu.
