Tarih: 17.12.2023 13:28

Ambalajcılar, sürdürülebilir büyüme için dönüşümü hedefliyor

Facebook Twitter Linked-in

Ambalaj sektöründe sürdürülebilir büyüme için çevresel, sosyal ve kültürel dönüşüm hedefleniyor.
İstanbul’da düzenlenen ‘Ambalaj Sanayinin Sürdürülebilirlik Yol Haritası’ temalı 2. Uluslararası Ambalaj Sanayi Kongresi’nde döngüsel ekonomi ve geri dönüşüm, ambalaj baskı teknolojileri, ambalaj malzemeleri ve sürdürülebilir üretim, gıda ambalajlarında yenilikler, ambalajda kalite ve güncel mevzuat, ambalaj sektöründe yeni çalışmalar, Türkiye’de ve dünyada ambalaj sektörü, sürdürülebilir ambalaj tasarımı ve pazarlama, endüstri 4.0 ve dijitalleşme, ambalaj atıklarının geri kazanımı oturumları yapıldı.
Kongrede konuşan Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Gıda ve İçecek İnovasyon Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Yıldırım biyo bazlı malzemelerin yok olma sürelerini kısaltmak için çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Ekonomiye katkı sağlayacak olanlar biyo bozunurlar. Onları doğru toplar ve geri dönüşüme kazandırırsak işte o zaman ekonomiye katkı sağlamış oluruz. Daha fazla olumsuz etki oluşturmadan ortadan kaybolmaları toplama sistemleri olmayan ya da sistemleri daha tam düzene oturmamış ülkeler için mantıklı olabilir” vurgusu yaptı.
Başkan Zeki Saribekir de, “Değişen dünya düzeninde gelecek için dönüşüm gerekiyor. Sektör olarak üretim süreçlerimizi kaynak verimliliğini en üst seviyede tutan, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi temeli üzerine kurmalıyız. Sektörümüzün tüm bunlara ayak uydurması gerekiyor. Şu anda doğrudan ve dolaylı olarak ürünlerimiz 180 ülkeye ulaşıyor. Sektörün pazar büyüklüğünü 28 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Amaçlarımızı doğru belirlemeli, geçmişten çıkardığımız derslerle ilerlemeliyiz. Biz de yaşanan değişim ve dönüşümü yakından takip ediyor, bu değişim ve dönüşümü sektörümüzün yakalayabilmesi amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülke olarak dünya çapında çok güçlü bir konumdayız. Mevcut şartlar göz önüne alındığında, ülkemizin coğrafi konumu, üretim kapasitesi, nitelikli insan gücü ve rekabetçi yapımız da eklendiğinde çok daha büyük potansiyele sahip olduğumuzu görüyoruz. Değişen dünya düzeninde gelecek için kaygılar artıyor. Sektör olarak bu kaygıları minimum seviyelere indirmeyi hedefliyoruz” dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —