“Ahmet Abi yanına gelmek istedim, annem şu anda bunun mümkün olamayacağını söyledi, yazmam konusunda beni ikna etti. Abi o evi, annem, babam; kardeşim ve benim için aldı fakat yaşananlardan dolayı annem çok üzgün artık evde şarkı söylemiyor, gülmüyor. Sadece elinde telefon bana müsaade edin diyor. Anneme, ‘Çocuklarının düğününde testiyle su taşıyacağım’ demişsin abi. Düğünden önce ev lazım. Senden ev dilenmiyorum, hakkımı istiyorum. Senin de iki çocuğun var, üzülmelerini ister misin? Bizi de üzme be Ahmet Abi. Ben ve kardeşim işitme engelli olduğumuz için abi, hep dışlandık, hiç arkadaşımız olmadı. İkimiz de konuşarak kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz, ben 17, kardeşim 13 senedir. Sen de mi bizi dışlayacaksın abi, yapma abi ne olur bize yardımcı ol. Annem yine gülsün ve sevgisini katarak pastalar yapmaya devam etsin. Umarım yazdıklarımı okursun Ahmet abi. Annemin yüzünü güldürürüz”.

***
Değerli okur, paylaştığım mektup, işitme engelli bir çocuğun kaleminden döküldü.
Mağdur ailenin engelli iki çocuğundan biri, son çare olarak Atış Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atış’a içini döküyor.
Aile,çocuklarının yuva sahibi olması için tüm birikimlerini, teslim alamadıkları eve yatırmış.
Sonuç ortada…
***

Dün Kanal 16’da, Atış mağdurları canlı yayın konuğum oldu.
Cihan Ardıç, 2 yıl önce Kayapa’da Smart evlerinden 70 metrekarelik konut satın almış.
Evin bedelinin bir bölümünü peşin vermiş, geriye kalan kısmı için senet imzalamış.
Senetleri ödeyemediği için icralarla boğuşuyor.
Atış parasını ödeyemediği için, projenin arsası Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin artık!
Projenin akıbeti belirsiz.
***
Meryem Aktaş’ın parasını yıllar önce ödediği mülkü, Babylon projesinin 2. etabında bulunan bir ofis.
Satın aldığı ofise çivi çakılmadığı gibi projenin ruhsatı da yok.
Onun durumu da koca bir belirsizlik.
***
Ancak mağdur olan sadece onlar değil.
Atış’ın 9 projesinden mülk satın alan 3 bin 800 mağdur var Bursa’da.
Mağdurların arasında emekli, öğretmen, yargı mensubu, memur, işçi ve işsizler de var.
Her birinin hikayesi farklı…
Kiminin evinin kaba inşaatı bitmiş tamamlanmasını bekliyor, kiminin yuvasının daha temeli atılmadı, kiminin projesinde arsa bile yok.
Birçoğu teslim alamadıkları evlerinin, senetlerini ödüyor.
Öyle mağdurlar var ki, içine giremedikleri evin borcunu ödeyemedikleri için icralık durumdalar.
Yani Bursa’da kelimenin tam anlamıyla mağdurlar ordusu var.
Bundan daha büyük bir sosyal yara olabilir mi?
***
Mağdurların, gözü, kulağı TMSF heyetinde.
“Biz ayrıcalık istemiyoruz. Halkın vergileriyle toplanan kaynaklarla evlerimizin yapılmasını da talep etmiyoruz. Ama mağduriyetimiz giderilsin ve bir çözüm yolu bulunsun. Sadece maddi kaybımız yok, psikolojimiz de bozuldu” diyorlar.
***
TMSF’ye, yani devlete güveniyorlar.
Ancak bugüne kadar TMSF heyetiyle görüşme imkanı bulamamışlar.
“Şu aşamada, sadece bizimle 5 dakikada da olsa görüşürlerse, moral olur” diyorlar.
***
Konuyu siyaset üstü görüyorlar ama milletvekilleri ve belediye başkanlarından umdukları desteği göremediklerini de ekliyorlar.
***
CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, “Bu konu sadece CHP’nin meselesi olmamalı. İktidar ve muhalefet olarak aynı masada buluşalım ve mağduriyetin giderilmesi için güç birliği yapalım” demiş.
Yeşiltaş’ın yaklaşımı son derece doğru.
Konu siyasete çekilir ve bir siyasi partinin propagandasına malzeme olursa, mağdurların aleyhine dönen bir süreç yaşanabilir.
İşte bu nedenle, benim de çağrım iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasetçilerin bir araya gelip, Bursa’nın sosyal yarası haline dönüşen binlerce mağdurun sorununu çözmek için elini taşın altına koymaları.
Bu işin öncülüğünü de iktidarda olduğu için AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan yapabilir.
MUSTAFA ÖZDAL