Dün BTSO öncülüğünde, Atış Yapı ve Sinta Beton sponsorluğunda Dirençli Kentler Zirvesi’ni takip ettik.
Tarihi bir dönüşüm projesi olan Business Scholl’da düzenlenen zirveye dün değinmiştim.
Bugün detaylar…
***
Zirvenin açılışına iki ismin konuşması damga vurdu.
Önce kürsüye Saadet Partisi Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca çıktı.
Kendisi de bir inşaat mühendisi olan Atmaca, hayli ilginç tespitler yaptı, tartışmalı iddialar ortaya attı.
Rantsal dönüşüm olarak nitelendirdiği Nilüfer’deki kentsel dönüşümlerin yüzde 5’inin depreme dayanıksız olduğunu savunan Atmaca, Bursa’da genelindeki binaların ise sadece yüzde 5’inin riskli olduğunu öne sürdü.
Yani Atmaca, “Ortada abartılacak bir durum yok” dedi ve tüm imkanların yüzde 5’lik yapıların dönüşmesi için seferber edilmesi gerektiğini kaydetti.
***
Atmaca’nın Nilüfer’deki kentsel dönüşümleri rantsal dönüşüm olarak nitelendirmesine salonda bulunan hiç kimsenin itiraz edeceğini düşünmüyorum.
Ancak Bursa genelindeki yapıların sadece yüzde 5’inin riskli olduğuna dair iddiasına şüpheyle bakıyorum.
Öncelikle Atmaca’nın iddiasını ispatlayacak bir veri yok.
Çünkü Bursa’daki yapıların depremselliğini ortaya koyan envanter çalışması bugüne kadar yapılmadı.
Ve tüm yetkililer Bursa’daki yapıların yüzde 60’ından fazlasının 1999 öncesi yapılardan oluştuğunu, bu yapıların önemli bölümünün de kaçak olduğunu ve mühendislik hizmeti almadığını söylüyor.
Hadi Atmaca’nın dediği gibi Bursa’daki yapıların yüzde 5’i riskli olsun.
Bu, Bursa’daki 25 bin yapının riskli olduğunu anlamına geliyor.
Yıkıcı bir depremde 25 bin binanın yüzde 10’u yıkılsa bile varın can kaybını siz hesaplayın!
***
Gelelim BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın konuşmasına…
Burkay, önce Bursa’nın ilk planlı OSB’sinin Bursa’da kurulduğunu, 60 yıl aradan sonra ikinci planlı OSB’nin de TEKNOSAB ile birlikte hayata geçtiğini ekledi.
60 yıldaki hafıza kaybını sorgulayan Burkay, gelişmenin ve kalkınmanın planlama olmadan mümkün olmadığını belirtti, Çevre Düzeni Planı’nın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
***
BTSO olarak, 1 numaralı hedeflerinin Bursa’nın gelişimini sağlamak olduğunu anlatan Burkay’ın şu cümleleri sarsıcıydı:
“Ortak akıl önemli ama bazen üst akıl da gerekli. Bursa’nın yaşanabilir bir kent olması için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa, biz o bedeli ödemeye hazırız.”
***
Peki Burkay’ın açıklaması tam olarak ne ifade ediyor?
Burkay, isim vermese de KOBİ OSB’nin artık hayata geçmesini istiyor.
Nitekim Bursa’da 8 bin dolayında düzensiz sanayi tesisi var ve bunların bir an önce OSB çatısı altında toplanması gerekiyor.
İşte dün yaşanan deprem…
Bursa gibi bir deprem kentinde, çoğu eski binaların altında, dar sokaklarda ve konutlarla iç içe geçmiş binlerce sanayi işletmesi faaliyet gösteriyor.
Olası bir afette, adeta saatli bir bomba gibi duran işletmelerin, çevreye verdikleri zarar da cabası.
Nitekim bu işletmelerin arıtma sistemleri olmadığı için, atıkları, toprağımızı ve suyumuzu kirletiyor.
BTSO, Bursa’da kent içinde faaliyet gösteren 5 bin işletme sahibinden, yerlerini boşaltacaklarına dair muvaffakiyet aldı.
Üstelik Burkay karar vericilere, “Ulaşımı kolay olması kaydıyla KOBİ OSB’nin yerini siz belirleyin” diyor.
Bu hem rant kaygılarını gideriyor hem de Bursa’yı yönetenlerin elini rahatlatıyor.
O halde geriye sadece irade koymak kalıyor.
MUSTAFA ÖZDAL
