Belediye yönetiminin saha işçilerine takip cihazı takması ve DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Şube Sekreteri Hasan Özdemir’in açıklamalarına yer verdiğimiz haber, ulusal basında geniş yer buldu.
Tüm bu olanlara karşı Deniz Dalgıç ve yönetiminin sessiz kalması, konuyu unutturmak adına anlaşılabilir.
Ancak ben en çok CHP’li milletvekillerinin tavrını merak ediyorum.
Dalgıç’ı genel merkeze öneren Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, sol yumruğunu kaldırıp, işçilerin yanında olmasını beklemiyorum elbette.
Özde değil sözde emekçi dostu olan ve ‘CHP’den aday olduğum içim eşimden ve çocuğumdan özür diliyorum” diyen Kayıhan Pala’nın da edilgen tutumu şaşırtmıyor beni.
Ancak işçi ve emekçilerin verdiği mücadelelerin her zaman ön saflarında yer alan Orhan Sarıbal’ın, tepki vermesini bekliyorum.
Belki kendi partisinin belediye başkanını kamuoyu önünde eleştirmeyecektir ama bizim tanıdığımız Orhan Sarıbal bu olayın hesabını mutlaka sorar.
***
Mudanya Belediyesi’ndeki takip cihazı hadisesi, CHP’deki belediye başkan adayı seçiminin ne kadar titiz yapılması gerektiği gerçeğini bir kez daha göstermiştir.
Seçime 60 gün kala sırf belediye başkanı olmak için partinize üye olmuş birini aday yaparsanız, sonuç böyle oluyor.
Deniz Dalgıç’ı ısrarla aday yapmak isteyen Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, takip cihazı hadisesinin sorumluluğunu üstlenmeyeceğini biliyoruz.
Ancak bu hadiseden CHP Genel Merkezi, mutlaka ders çıkarmalı.
***
Geçen hafta Kılıçdaroğlu, bu hafta da İmamoğlu, Bursa’ya geldi.
Hiç kimse bu ziyaretleri, rutin ziyaretler olarak yorumlamıyor.
Siyaseti kenarından, kıyısından takip edenler bile iki ismin örgütün nabzını yoklamak için Bursa’ya geldiğini biliyor.