Hafta başından bu yana hem iç, hem dış gelişmeler son derece olumlu.
Önce PKK’nın fesih açıklaması geldi.
Ardından ABD’nin, Suriye’ye yönelik ambargoları kaldıracağını öğrendik.
Ve son olarak İstanbul’da kurulan barış masası…
Tüm bu gelişmeler, ekonomiyi canlandırmalı, piyasadaki ölü toprağını kaldırmalıydı değil mi?
Ancak öyle olmadı.
İş çevresinden kiminle konuştuysam, ekonomide durgunluğun sürdüğünü söylüyor.
Bu satırları kaleme almadan önce gittiğim, inlerin ve cinlerin top oynadığı bir restorandaki tablo ekonominin aynası gibiydi.
Peki bu duruma nasıl gelindi?
Buyurun, Prof. Dr. Mahfi Eğilmez’in şu tespitine:
“Faizi yanlış tespit ettiğimiz zaman ekonomide ortay çıkacak çöküntüyü, sonradan doğru tespit etseniz de, sonradan düzeltemiyorsunuz”.
***
Türkiye’nin en zengin kadınlarından biri olan Leyla Alaton ile bir söyleşi yapılmış.
Alaton, ‘çok pahalı bir çanta alır mısınız?’ sorusuna bakın nasıl yanıt vermiş:
“Pahalı çantalar, bana fiyat etiketiyle yürüyormuş hissi veriyor. Çok ayıplıyorum. Zamanında, bende de bir tane olsun diye aldığım bir çanta var ama onunla gezebiliyor muyum? Aslında utanç verici bir şey. Her zaman annemden şu görgüyü aldım: Bir mücevher, senden evvel gözüküyorsa, bir insan yüzünüzden önce kolyenize bakıyorsa, onu takmamanız lazım. Hiçbir zaman kullandığım, taşıdığım, bir şey güç atfetmedim. Danimarka koltuklarını almıştı babam, 40 yıldır üzerinde oturduk. Hala oğlumun bürosunda onlar var. Birkaç saat sonra Denizli’ye tarım toplantısı için uçacağım. Tabii ki ekonomi koltuğunda oturacağım. Neden business koltukta oturayım? Ne alakası var? Bana çok anlamsız, çok gereksiz ve savurganlık geliyor”.
Hani bazı sözler vardır ya, çerçeveletip duvarınıza asılmaktır.
İşte Alaton’un bu sözleri de o değerde!
***
Bazı CHP’lilerin gözü kulağı 26 Mayıs’ta.
Ne var 26 Mayıs’ta?
CHP’nin kurultay iptali davasının görüleceği tarihtir 26 Mayıs.
Kılıçdaroğlu taraftarları, Özgür Özel’in kazandığı kurultayın iptal etmesinden medet umuyor.
Diyelim ki böyle bir karar verildi ve Özel genel başkanlıktan indirildi…
CHP, iktidara mı gelecek, yoksa ülkeye demokrasi mi gelecek?
CHP, tarihinin en ağır koşulları altındayken, parti içi iktidarı genel iktidara yeğleyenlerin bırakın CHP’liliğini, sosyal demokratlığını bile sorgularım.
***
Bu haftanın öne çıkan gündemlerinden biri de barınaklardan gelen görüntüler.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler.
Güya hayvanları koruması için çıkarılan yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, malumun ilamı oluyor.
Daha çok bu görüntülere tanık olacağız, eğer yasa iptal edilmezse.
O halde yasanın derhal geri çekilmesi gerekir, can dostların can güvenliği için.
***
Geçen haftalarda yazmıştım, Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi’nin Nilüfer’e taşındığını.
Mülkiyeti Nilüfer Belediyesi’nde olan yeni mekanın resmi açılışı yapıldı.
Ben açılıştan önce sabah saatlerinde uğradım şubeye, daha sonra açılış fotoğraflarını gördüm.
ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, CHP Milletvekili Hasan Öztürk,CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Bursa Büyükşehir Belediyesi adına Mehmet Saldız, Nilüfer Belediyesi adına Okan Şahin, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz ve CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin oradaymış.
“ADD, CHP’nin arka bahçesidir” tezini çürütecek fotoğraf karesine İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ile İYİ Parti İl Başkanı İsmail Kaya girmiş.
Ancak o fotoğraf karesinde Vatan Partililerin de olmasını beklerdim.
Nitekim bir dönem ADD’de aktif şekilde yer alıyor, hatta ADD yönetimlerini bile belirliyordu eski İşçi, yeni Vatan Partililer.
Vatan Partisi’nin, iktidar ile flörtünden sonra dengeler ADD’de de değişmiş anlaşılan.
MUSTAFA ÖZDAL
