Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayalindeki hatıra defteri, 22 yıllık iktidarın derin izlerini ve Türkiye'nin yaşadığı zorluklara rağmen halk için yapılanları gözler önüne seriyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, görev süresinin sonlarına doğru bir röportajında, hatıralarını bir kitapta toplamak istediğini ve bazı konuları ancak o zaman açıklayabileceğini belirtmişti. Bu açıklamadan yola çıkarak, hayal aleminde Cumhurbaşkanımızın hatıra defterinin sayfalarında birçok dikkat çekici detay ortaya çıktı.
Şöyle yazılıydı:"
Herkes asgari ücretin ve memur emekli maaşın yetersizliğini ileri sürerek eski videolarımı yayınlıyorlar. O eski günlerde asgari ücret ile ev kirasının, elektrik ve doğalgazın nasıl ödeneceğini dile getirmiştim. Şimdi değiştiğimi mi sanıyorsunuz?
Allah'a hamdolsun garip ve gurebayı en iyi anlayanlardan biri de benim. Ramazanlarda hep gecekondu mahallelerinde ve fakirlerin sofralarında oruç açtım.
Peki şimdi değiştim mi? Bazı şeyleri açıklayamam demiştim. Ama bir iki tanesini söyleyeyim.
-Kovid 19 ( Korona) döneminde ekonomi durmuştu. Devlete olan gelirler adeta durmuştu. Oysa tam tersine biz halkımıza para dağıttık, hatırlayın.
-Maraş merkezli depremde 11 ilimiz etkilendi. O iller üretici iken yardım almak zorunda kaldılar. Başka bir devlet olsa iflas ederdi.
-Şöyle bir bakınız. Etrafımızda ki ülkeler savaş içinde. Bir yandan terörle mücadele ediyoruz. Savunma sanayi kuruyoruz. Bu zararları halkımıza yansıtmamaya çalışıyoruz.
-Ülke batarsa paranı harcayacak yer bulamazsınız.
Daha söylenecek çok şey var ama...Hangi devlet olsa maaşları bile ödeyemezdi ( kaldı ki geçmişte örneklerini gördük)".
Diğer sayfa da şöyle yazıyordu:
"Herkes kolay yoldan Tayyip Erdoğan'ı suçluyor. Örneğin:
-Hastane randevusu alamıyor, suçlu Erdoğan.
-Pazarda domates pahalı, suçlu Erdoğan.
-Gençler konusunda herkes şikayetçi ama nedense suçlu Erdoğan.
Oysa her vilayete Üniversite açtık. Sayısız eğitim kurumları açtık. Buralarda görev yapan binlerce eğitimciler, profesörler, psikologlar, sosyologlar, kişisel gelişim uzmanları var. Peki onlar...Neyse her şeyi yazmayacağımı söylemiştim".
Hatıra defterinin bir önemli sayfasında Tayyip Erdoğan şöyle diyordu:
-Gazze konusunda da beni suçluyorlar.Bilmeyenler gençliğimi araştırsın.Gençliğim, Filistin ve Gazze'ye olan destek ile geçti. Ben davanın içinden geliyorum. Gözlerimde ki yaşları sizden saklıyorum.Ağlayanlar anlayanlardır.Ağlamayanlar anlamayanlardır.Sosyal medyada bazı kimseler “Mehmetçik Gazze’ye”,”İHA’lar SİHA’lar ne güne duruyor?, ”Türkiye neden Müdahale Etmiyor?” türü serzenişler belki de üzüntü halinin son noktasına geldiğini gösteriyor.
Üzüntünün son noktasından
kaynaklanan bu iyi niyetli isteklerin yanında kimi çevrelerde bu isteklerin sonucunun neye mal olacağını bildikleri halde sırf Erdoğan’a olan kinlerinden dolayı ( Erdoğan'ı zor durumda bırakmak için) bu sözleri tekrar edip duruyorlar.
Savaşın ne olduğunu bilmek için askeri bilgiye sahip olmak gerekmez. Aklı başında olan herkes bilir ki savaş, ülkelerin enerjisini, ekonomisini ve hatta insan kaynaklarını yok etme seviyesine getirir. Savaşın nerede ve ne zaman biteceğini de kimse tahmin edemez.
Türkiye’nin savaşa girmesini isteyen bu çevreler yoksa şöyle mi düşünüyorlar:
Türkiye İha’ları ve Siha’ları gönderip İsrail’in mevzilerini bombaladıktan sonra üstlerine dönüp “Eh! Bu iş bu kadar” deyip oturup kahvelerini mi yudumlayacaklar?"
Hatıra defterinin orta sayfalarından başa doğru hızlıca çevirirken çok ilginç konular gördük.Fetö ve Derin devlet ile olan mücadeleler, kapatma davaları, Gezi olayları, Cumhuriyet mitingleri,15 Temmuz darbe girişimi v.b. olayların arka planları anlatılıyordu.
Bizler bu hayali yolculuğumuzda tam Hatıra defterini kapatırken ilk sayfaya işlenen şu güzel cümleyi gördük: "Ellerim gül kokuyor diye beni gül koparmakla suçladılar. Ama hiç kimse benim gül dikmiş olabileceğimi düşünmedi".
Böylece hayal aleminde hatıra defterini kapatırken insanların çoğunun 22 yıllık iktidarın en az 20 yıllık döneminde ki rahat hayatını unuttuklarını düşündük. Gerçekten insanların yapısında nankörlük varmış. Kim söylüyor Alemlerin Rabbi olan Allah söylüyor: "Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise “Rabbim bana ihanet etti” der (mutsuz olur).