Akgün, şu an için Türkiye açısından çok olumsuz bir etkinin söz konusu olmadığını ancak 6 ve üzeri büyüklükteki bir depremin kıyılarda hissedilebileceğini ifade etti.
Deprem hareketliliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akgün, bölgede doğal jeolojik koşulların depremleri tetikleyebilecek bir yapıya sahip olduğunu dile getirdi. "Elimize ulaşan güncel verilere göre buna 'deprem fırtınası' denebilir. Birbirine yakın belirli büyüklüklerdeki peşi sıra olan depremlerden bahsediyoruz. Burada volkanik aktivitenin taze olduğunu biliyoruz. Volkanik aktivitenin gelişmeye başlamasının bu depremlere neden olduğuna dair bir veri yok elimizde. Olursa da şaşırmayız çünkü alan, aktif volkanizmayı geliştirebilecek bir alan. Bu sönümlenebilir de bir miktar artabilir de. Net bir şey söylemek mümkün değil. Sürekli gözlemleyerek tetikte olmak önemli" dedi.
Tsunami riski konusunda da açıklama yapan Akgün, "Tsunami gelişebilmesi için 6'nın üzerinde bir deprem olması beklenir. 4,5 ve 5 büyüklüğünde depremlerde de dalga yükselir, kıyıya vurur ama çok hasar yaratacak boyutta değildir. Hasar olması için büyüklüğünün 7'ye yakın olması lazım" ifadelerini kullandı.
Bölgenin her zaman 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Akgün, "Kıyılarımızda oluşabilecek etki, depremlerin büyüklükleriyle orantılı. Buradaki 4 ila 4,8 arasında olan depremler, ülkemize 170 kilometre uzaklıkta meydana geliyor. Bunlar bizim nispeten 'küçük' ve 'orta' arasında sayabileceğimiz depremler. Ülkemiz için çok olumsuz bir etkisinden söz edemeyiz. Fakat 6 ve üzeri bir depremi kıyılarımızda hissetmemiz mümkün. Oluşabilecek her türlü duruma karşı AFAD olarak her 15 dakikada bir deprem çözümlemesi yapıyoruz, anlık gözlemliyoruz. Buna karşı ülke bazında eylem planlarımız var" dedi.