Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmak ve Bulgaristan’ın ittifak devletleri yanında yer almasını engellemek amacıyla yeni cepheler açmayı hedefliyordu. Çanakkale Boğazı'na düzenlenen saldırılarla, İstanbul’a ulaşmayı ve Osmanlı'yı savaş dışı bırakmayı planlayan İtilaf Devletleri, 1915 yılı başlarında boğazlara yöneldi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince, İngiltere, Mısır’daki güçlerini boğazlara kaydırdı. 19 Şubat 1915 sabahı, İtilaf Devletleri, 16 muharebe gemisi ve 6 muhripten oluşan büyük bir donanmayla "Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları"na yoğun bir bombardıman başlattı. 25 Şubat’ta hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle saldırıya ara verilse de, 17-18 Mart gecesi Nusret Mayın Gemisi tarafından döşenen mayınlar, İtilaf donanmasına büyük darbe vurdu.
18 Mart günü saat 11.15’te, İtilaf Devletleri donanması büyük bir taarruz başlattı. Çatışmalar saatlerce sürdü ve sonuç olarak, üç büyük savaş gemisi olan "Bouvet", "Irresistible" ve "Ocean" zırhlıları battı. Ayrıca, iki muharebe gemisi ve bir kruvazör hasar aldı. İtilaf Devletleri, Çanakkale'yi geçemedi ve büyük bir bozguna uğradı.
Çanakkale Zaferi, sadece deniz savaşında değil, aynı zamanda Türk milletinin kahramanlık destanının bir simgesi oldu. Mustafa Kemal Paşa ve komutanlarının önderliğinde, Türk ordusu İtilaf Devletleri’ne karşı büyük bir direniş gösterdi. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine ilham kaynağı oldu ve "Çanakkale Geçilmez!" sözüyle tarihe altın harflerle kazındı.
18 Mart’ta kazandığımız bu zafer, hem Türk milletinin azim ve kararlılığının bir göstergesi, hem de dünya savaş tarihine damgasını vuran bir dönüm noktasıydı. Bu zaferin ardından kara savaşlarında da Mehmetçik, düşmanı bozguna uğratıp Çanakkale’yi geçilmez kılmayı başardı. Çanakkale, Türk milletinin direncinin ve zaferinin simgesi olarak tarihe geçti.