"Oku, yaratan Rabbi’nin adıyla oku.” Kendini oku, çevreni oku, evreni oku,Müslümanlığını, insanlığını oku..
Bizim medeniyetimizde ilim, öncelikle kendimizi ve yüce yaratıcımızı bilmektir. İlim, eşyanın hakikatini, varlığın gaye ve hikmetlerini anlamaya çalışmaktır. İlim,sorumluluk ve görevlerimizin farkında olmaktır.
Doğru bilgi,kişiyi doğru inanca ,doğru inançta, doğru davranışa ulaştıracaktır.
İnsan ruh ve bedenden oluşur yani madde ve manadan. Sağlıklı bir yaşam için bedenimizin ihtiyaçlarını karşılarken ne kadar bilinçli bir tüketici olmak zorundaysak, ruhumuzun en önemli ihtiyaçlarından biri olan inancımızı da bir o kadar bilinçli olarak elde etmeliyiz .
Bu bağlamda, inandım dediğimiz ve Kelime-i Şehadetle, üstelik özgür irademizle şereflendiğimiz, dinimiz İslam’ı,orijinalinden yani doğru bilgiyle, doğru inancı bizlere öğreten, dinin sahibi olan Allah’ın Kuran-ı Kerim’inden ve uygulayıcısı olan Peygamberimizin sünnetinden almalıyız. Bunun ilk ve en önemli adımının da Vahyin mesajını anlamaktan geçtiğini unutmamalıyız.
İslam’ın ruhuyla bağdaşmayan tüm hurafelerden ,dinimizde olmamasına rağmen dinimize sokulmuş bidatlerden, ilme ve akla ziyan din istismarcılarından, Allah ile aldatanlardan ,Kur’an ve sünnete rağmen, tavana bakarak yapılan zorlama yorumlardan kurtulmak için çalışıp, Vahyin kaynağından beslenmeliyiz..
Unutmamalıyız ki ; Eğer inançlarını kendin seçmezsen, onlar kendileri seni seçer, bir diğer ifadeyle inandığın gibi yaşamazsan ,yaşadığın gibi inanırsın…
Oturduğumuz yerden her şeyi Allah’tan bekleyemeyiz, varlığımızı hak etmemiz için bir şeyler yapmamız gerekir.
Peygamberimizin rol modelliğine baktığımızda en güzel örnekleri taşıdığını, ahlakının Kur’an’ın ta kendisi olduğunu ,melek değil, içimizden seçilmiş bir insan olarak, İslam’ı en güzel şekilde pratize edip, yaşantısıyla insanlığa örneklik sergilediğini görürüz ,bu bakımdan her fert kendi benliğinde yeniden Kur’an ve sünnetin ulvi mesajlarını anlamalıdır.
İslam (barış) dininin mensupları olarak, değil bir canlıya kıymak ,karıncayı bile incitemeyeceğimizi, bir kalbi kırmanın Kabe’yi yıkmak kadar vahim olduğunun bilinci ve şuuruyla hareket etmeli, etrafımızdaki her canlının yüce yaratıcının eseri olduğunu unutmadan ,yaratılanı yaratandan ötürü sevmeliyiz.
" Ve lillahil esmaul husna fed'uhu biha"
Esma-i Hüsna diye öğrendiğimiz, Allah’ın güzel isimleri vardır. Allah kendisinin o isimlerle çağrılarak dua edilmesini isteyip, bizi de Müslüman kimliği ile isimlendirdiğini belirtmektedir.
”Hüve semmâküm el müslimin.” (O sizi Müslüman olarak isimlendirdi.) Müslüman; Allah’ın emirlerine teslim olan demektir. Rasulullah’ın tanımıyla ;”Elinden ve dilinden emin olunan kimsedir”
İnsan insanın limanı olmalıdır, sığınabilmelidir, güvenebilmelidir insan insana, endişe duymamalıdır canından ve malından. Bütün canlılar emin olmalıdır insandan ,tıpkı alemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed’ül Emin gibi .
O’ ki; Adildi ,vefalıydı ,dosttu doğruydu ,samimiydi, itidal ve istikamet sahibiydi, güvenilirdi, şefkat ve merhametliydi sevgi ve saygıda kusur etmezdi, kanaat ehliydi, yüreği insanların sığınağıydı.
Öyleyse artık kendimizi dar kalıplara bölüp sığdırmaya zorlamak, ayrıştırıcı tanımlamalarda bulunmak yerine Allah’ın bizi isimlendirdiği “Müslüman” şemsiyesinin altında hepimiz için yer olduğunu unutmayarak ,birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Yaratıcımızın, kutsal kitabımızın, kıblemizin, aynı olduğunun idrakiyle “Güvenilir Muhammed” in güvenilir arkadaşları arasındaki yerimizi almalıyız.
Okyanusun içinde boğulurken, küvette ki insan için endişelenmeyi bırakarak, insanların kusurlarını araştırma hastalığından kurutulup değişim ve dönüşümü önce kendi nefsimizde başlatmalıyız.
Muhammed İkbal’in dediği gibi ;"Kaçın bu Müslümanlardan, İslam'a sığının" hal-i pür melalimizi suratımıza çarparak, Müslümanlığımızı ve insanlığımızı sorgulamalıyız.
Müslüman; ufku açık, sorgulayıcı ,Kur’an ve sünneti inancının merkezine oturtan , sorumluluk sahibi ,bilim ve aklı kullanmayı bilen ,dinimizin gösterdiği doğru ile, ilmin gösterdiği doğrunun asla birbiriyle çelişmeyeceğinin farkında olmalı, sözde değil, özde Müslümanlığı yaşamak için Vahyin ışığında yeniden dirilmelidir.
Kendini, Müslümanlığını ,insanlığını okumalıdır. Vesselam..