Erol, Kestel’in havasını kirleten boyahanelerden, kaçak yapıya varıncaya kadar önemli açıklamalar yaptı.
En çok ses getiren açıklaması da Kestel’de vefat edenlerin yarısının kanserden dolayı yaşamını yitirmiş olmasıydı.
Dünyanın herhangi bir kentinde, insanların yarısını öldüren bir üretim varsa ne yapılır?
Derhal önlem alınır değil mi?
Ancak Kestel’deki bir avuç kalantorun şahsi menfaatleri nedeniyle insanlar ölüyor ve bu izanla, insafla, hukukla izah edilemeyecek vahim tablo karşısında, herkesin 3 maymunu oynadığını öğreniyoruz.
Başkan Erol’a sordum, insanları kanser yapan, Kestel’in havasını ve toprağını kirleten bu çağdışı durumu önlemenin maliyeti nedir diye.
100 bin Euro civarıymış filtreme sisteminin bedeli.
Yani yaklaşık 3.7 milyon liralık bir maliyetten söz ediyoruz.
Bunun Kestel’deki fabrika sahipleri için çok büyük bir para olduğunu düşünmeyin.
Yıllarca yüzde 300, 400 oranında karlarla servetlerine servet katan boyahane sahiplerinin kendilerinin ve hatta eşlerinin altındaki arabanın fiyatıdır bu.
Geçen aylarda bir cenazede karşılaştığım Kestel’de üretim yapan iş insanı, bir gazeteci arkadaşın yazdıklarını bana şikayet etmiş ve fabrikasında filtreleme sistemi olduğunu iddia etmişti.