Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu, 2024-2025 sezonunu Bertolt Brecht’in “Şvayk” adlı oyunuyla açarken, seyirciyi hem sahne önünde hem de koridorlarında sıradışı bir deneyimle karşıladı.
Oyunun prömiyeri için cumartesi akşam Nazım Hikmet Kültürevi’ne davetliydim. Binaya adımınızı attığınız an da, adeta oyunun atmosferine çekiliyorsunuz. Merdivenlerden çıkarken duyduğunuz akordeon sesi ve dönem kıyafetleriyle birlikte elinde gazete kağıtlarıyla dolaşan oyuncular, sizi sıradan bir tiyatro oyununun ötesine taşıyor. Koridorda yürüyen kedi bile, az sonra sahnede küçük ama etkili bir role bürünerek, seyircinin karşısına çıkacak bir karakterin habercisi aslında.
Bertolt Brecht’in, Jaroslav Hašek’in ikonik eseri "Aslan Asker Şvayk"tan uyarladığı bu savaş karşıtı oyun, izleyiciye derin bir toplumsal eleştiri sunarken mizahı ustalıkla kullanıyor. Oyun savaşın absürtlüğünü, günlük yaşamın sıradan olaylarıyla harmanlayarak sahneye taşıyor. İki perdeye yayılan birhayli uzun fakat akıcı oyun, seyircinin dikkatini sürekli canlı tutmayı başardı. Bu başarı, sahnede izlediğiniz oyunculukların da yanı sıra, sizi oyuna hazırlayan koridor performanslarının da eseri aslında...
Bu başarı da oyunun seyirciyle olan bağını tiyatronun duvarlarının ötesine geçiyor.
Prömiyer gecesi koridorlarda karşılaştığınız gazete dağıtan oyuncular ya da bir enstrümanla sizi karşılayan sesler, aslında Brecht’in tiyatrosunun izleyiciyi pasif bir alıcı olmaktan çıkarıp aktif bir katılımcıya dönüştürme idealini hayata geçiriyor.
Bu küçük dokunuşlar, sizi oyunun bir parçası yapıyor ve “biraz önce elinde gazeteyle dolaşan oyuncular Kültürevi’nin koridorlarında mı dolaşıyordu yoksa biz mi o dönem Almanya’sının sokaklarında yürüyen insanlardık?” sorusuyla birlikte, koridorda başlayan oyunun her anının içinde buluyorsunuz kendinizi.