Maden-Mermer Üretici ve Sanayici İşadamları Derneği (MADSİAD) Başkanı Erol Efendioğlu, son 2 yıldır Türkiye?de iç piyasada ertelenen taleplerin 2020 yılında yeniden canlanacağını belirtip ihracat ve turizmin desteklenmesi durumunda Türkiye?nin bölgesinde
İtalya ve İspanya’nın toplamından fazla
2001-2002 yıllarında 170-180 milyon civarında olan doğal taş ihracatının bugün 2 milyar doları geçtiğini ifade eden Efendioğlu, "Fakat bizi çok üzen bir durum var. ’Canım bloklarımız Çin’e bedavaya satılıyor. İşlenmiş ürün olarak yüksek fiyatlarla geri alınıyor’ diye çok yanlış bir algı var maalesef. Bu o kadar yanlış bir bilgi ki doğal taşta ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 95. Yüzde 95 ihracat yapıyoruz. Yüzde 5 ithalat yapıyoruz. Bu oranın Türkiye’de rekor sayılabileceği sektörlerden biri mermer sektörüdür. Halkımızın içi rahat olsun. Peki biz Çin’e neden blok veriyoruz. Çin’e işlenmiş ürünü bedavaya versen almaz. Amerika’ya da bloğu bedavaya versen almaz. Biz Türk mermercileri olarak kim ne istiyorsa onu veriyoruz. Türkiye’de bin 700’e yakın mermer fabrikası var. Bu İtalya ve İspanya’nın toplamından fazla. Bu kadar fazla olması arz talep dengesini etkiliyor ve Türkiye’nin işlenmiş mermer fiyatları biraz geriye düşüyor. Mermer sektörü madende en çok fabrikası olan sektördür" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 60’ını madenciler karşılıyor
Türkiye’de doğal taş ihracatı yapan firmaların tamamına yakınının çevreye saygılı sürdürülebilir madencilik yapmak için mücadele verdiğinin altını çizen Erol Efendioğlu, "Çok yanlış bir bilgi daha var. ’Canım ormanlarınız talan ediliyor’ deniliyor. Biz ormanlarımızın sadece binde 2,9’unda madencilik yapıyoruz. Ormanların ağaçlandırılmasında en büyük girdi madencilerden sağlanıyor. Madenciler, orman arazisi kullanım bedeli olarak çok ciddi paralar yatırıyorlar. 1985’li yıllarda 20 milyon hektar olan orman arazimiz bugün 22 milyon hektara çıktı. Ormanlarımız çoğaldı. Halkımızın bu konuda da içi rahat olsun" diye konuştu.
Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesinin yüzde 60’ını madencilerin karşıladığına dikkat çeken Erol Efendioğlu, "Fidan dikiminde ağaç dikiminde biz madencilerin çok büyük katkısı var. Peki yüzde 60 bütçeyi karşılıyoruz diye ağaç kesmeye hakkımız var mı? Fidan dikmemiz bize ağaç kesme hakkını tanımaz. Böyle bir şeyi asla savunamayız. Mecbur kalmadıkça asla ağaç kesimine razı değiliz. Ama eloğlu dünyaya yakın geçen göktaşlarında maden ararken biz ayağımızın altındaki madeni çıkarmazsak O da çok yanlış olur. Madencilik faaliyetini yaptığımız alan binde 2,9 madencilik faaliyetini yaptığımız alan için Avrupalı meslektaşlarımızın ödediğinin 40 katı arazi kullanım bedeli ödüyoruz. Bu rakamlar bazı az kazanan arkadaşlarımızı üzüyor. Neticede bu paralar ağaç ve fidan dikimine gittiği için gözümüze batmıyor" dedi.
"Avusturalya ormanlarındaki yangın burada bizi üzüyor"
Maden ocaklarından boşalan arazilerin mıcır sahası olarak geri kazanıldığını anlatan Efendioğlu, "İstanbul Cebeci’de eski terk edilen mıcır ocakları şu an 200 - 300 milyon TL’ye satışa çıkarıldı. Müteahhitler bu paraları verip o ocakları alıyor ve bu alanlara hafriyat dolduruyorlar. Bakanlık bunları çok güzel paraya satıyor, gelir elde ediyor. Bunlar ciddi katı atık deposu oluyor. Ondan sonrada fidanlandırıyoruz. Onun için halkımız bu konuda hiç üzülmesin. Türk madencisi ormanlar konusunda çok hassas. Çevreci ve sürdürülebilir madencilik için eskisine göre Türk madencisi çok bilinçli. Türk madencisi küresel ısınmanın da farkında bunu kabul ediyor. Ormanlarımızın çok önemli olduğunu kabul ediyoruz. Avustralya ormanlarındaki yangın inan burada bizi üzüyor. Durum böyleyken kendi ormanlarımıza karşı hunharca davranmamız mümkün mü?" dedi.
"Türkiye bölgede parlayan yıldız olacak"
2020 de madenciler olarak 5 milyar dolarlık maden ihracatı hedeflediklerini, bunun en az 2.5 milyar dolarının mermer ihracatı olacağının altını çizen MADSİAD Başkanı Efendioğlu, "Türkiye olarak şöyle bir şansımız var. 2018 ve 19 da iç talepte biraz daralma oldu. 2 yıldır biz taleplerimizi erteliyoruz. 2020’den sonra Amerika ve Avrupa’da resesyon bekleniyor. Bu bizim için şöyle bir şansa dönüşebilir. İki yıldır iç talebi erteleyen Türkiye’de ciddi anlamda talep artışı olacak. Neye olacak? Konuta talep artışı olacak. Beyaz eşyaya talep artışı olacak. Ertelenen talepler yeniden canlanacak. Avrupa resesyona girdiği zaman, dünyada bir resesyon olduğu zaman. Eğer biz ihracatı destekleyip önemsersek turizm ve ihracat güzel olursa Türkiye cazibe merkezi olabilir. İhracatçının desteklenmesi lazım. İhracatta rakamsal olarak geri düşmezsek dünya resesyona girerken dünya pazarı daralacağı için biz parlayan yıldız olabiliriz. Destek derken para ve kredi demiyorum bürokrasi önümüzü açsın yeter. İzinlerimiz gecikmesin yoksa biz asla para istemiyoruz. 2020 ve 21’de turizm ve ihracatta hedefleri yakalayabilirsek Türkiye bölgede cazibe merkezi ve parlayan yıldız haline gelecek" dedi.
Efendioğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Şu an Türkiye madenlerinin tamamı konusunda çok bakir bir ülke. Madenlerimizin yüzde 30’unu dahi işletmiyoruz biz. Mermercilikte ilk 3’e kesinlikle giriyoruz. Çin, İtalya ve Türkiye. Ama ilk 3 bizim için yeterli değil. Dünya mermer rezervlerinin yüzde 30’ u Türkiye’de en zengin ülke konumundayız bunun için 3’üncülük bize yeterli değil. Hedefimiz kesinlikle birincilik Allah bu nimeti bu madeni vermiş bize. Üçüncülüğü başarı saymıyoruz. 2000’li yılarda mermerde 180 milyon dolar toplam ihracatımız vardı. Bu gün 2 milyar doların üzerinde çıktık. 18 senede mermer ihracatını 15’e katladık. Yeterli midir? Asla yeterli değildir. Bize yakışan birinciliktir."