Depreme Uludağ’da tam da BTSO’nun düzenlediği, Dirençli Kentler Zirvesi’nde yakalandık.
Aslında yakalandık demek doğru değil çünkü ne ben ne de yanımdaki arkadaşlar depremi hissettik.
Uludağ’da hissetmediğimiz 6,2 büyüklüğündeki deprem, zeminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi bize.
Telefonuma gelen deprem bildirimini şaşkınlıkla arkadaşlarıma sorarken, çok kısa süre sonra deprem olmuş.
Böylece AFAD’ın erken uyarı sisteminin ne kadar sağlıklı işlediğini de test etmiş olduk.
Nitekim birçok kişiye aynı uyarı mesajları gitmiş.
***
Tesadüf o ki depremden 10 dakika önce Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile deprem üzerine sohbet ediyorduk.
Beyhan Hoca’ya, Bursa’da hangi bölgelerin risksiz olduğunu, hangi binaların sağlam olduğunu soruyordum.
Beyhan Hoca, bina ne kadar sağlam olursa olsun zeminin önemli olduğunu söyledi.
Bu yakıcı gerçek ortadayken, imar planlarında zemin özelliklerinin yok sayıldığını biliyor muydunuz?
Yani son yıllarda yapılan kentsel dönüşümlerin veya 1999 sonrası inşa edilen yapıların ne kadar sağlam olduğu da koca bir soru işareti aslında.
***
Depremin ardından hızlıca dağdan indik.
Televizyonda haberleri tararken uzmanların deprem açıklamalarını okudum.
Aslında ben bu depremde Prof. Dr. Şener Üşemezoy’un ne diyeceğini merak ediyordum.
Çünkü Üşümezsoy, hep Silivri açıklarında meydana gelecek depremin 6,5’den büyük olmayacağını, yani İstanbul’da büyük bir deprem meydana gelmeyeceğini ısrarla söylüyordu.
Üşümezsoy’un ilk tezi doğru çıktı.
Yani nokta atışı yaptığı depremin büyüklüğünü bildi.
Üşümezsoy, artık Marmara’da deprem riski kalmadığını da öne sürdü ve ekledi: “Ne dediysem çıkıyor, bana inanın!”.
Ancak diğer deprem uzmanları Prof. Dr. Naci Görür ile Prof. Dr. Ahmet Ercan tam tersi açıklamalar yaptılar ve İstanbul’da 7 büyüklüğünde bir depremin meydana geleceğini iddia ettiler.
Bu açıklama da Prof. Dr. Süleyman Pampal’dan geldi:
“Tüm bu depremlerin daha büyük bir depremin habercisi olduğunu söylemeye gerek yok artık. 7 ya da 7 üzeri bir deprem bekleniyor. Bunu artık kabul edip, tüm planlarımızı buna göre yapmamız gerekiyor. Bu bölgedeki kırılmalar 250 yılda bir oluyor. 250 yıl da artık doluyor. Ancak şöyle de yorumlayabiliriz. Bu artçılar bizi rahatlatan da bir durum. Çünkü bu fay doğrultusunda 6-7 arası deprem üretir deniliyordu. Belki de büyük deprem diye beklediğimiz deprem buydu. 1776'da ne kadar kısım kırıldı bilemiyoruz. Bu nedenle ana şok bu yaşadığımız da olabilir".
***
Ben kişisel olarak Üşümezsoy’a inanmak istiyorum ama bilim insanlarının bilimsel bir konuda birbirleriyle çelişecek açıklamalar yapmasına da hayret ediyorum.
Bir uzman yakın zamanda 7 ve üzeri bir deprem meydana geleceğini söylerken, diğer uzman artık risk kalmadığını ifade ediyor.
Bir başkası ise beklenen büyük depremin, 6,2 olabileceğini öne sürüyor.
Uzmanlar deprem gibi hayati bir konuda ihtilafa düşmüşken, vatandaş ne yapsın?
***
Depreme Dirençli Kentler Zirvesi ile deprem konusuna devam edeceğim.
MUSTAFA ÖZDAL