CHP İl Başkanlığı görevinden alınan Özgür Çelik ve beraberindeki 25 kişinin yargılandığı davayı İstanbul Adalet Saray'ında takip eden Özgür Özel, "Özgür Çelik ve arkadaşlarımıza ceza vermeye kalkarlarsa büyük bir haksızlık, büyük bir hukuksuzluk daha kendi tarihlerine kara bir leke olarak nakşedilmiş olur" dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun 31 Ocak'ta Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne ifade vermeye geldiği sırada adliye önünde meydana gelen olaylara ilişkin CHP İl Başkanlığı görevinden alınan Özgür Çelik ve beraberindeki 25 kişi hakkında 'Görevi yaptırmamak için direnme', 'İzinsiz gösteriye katılıp uyarıya rağmen dağılmama', 'Kasten yaralama' ve 'Kamu malına zarar verme' suçlarından 3 yıl 7 aydan başlayarak 15 yıl 6 aya kadar değişen hapsi istenilen davanın duruşması görülmeye bugün başlandı. Duruşmayı takip eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, açıklamalarda bulundu.
'YARGILANAN, ANA MUHALEFET PARTİSİNİN SİYASET YAPMASIDIR'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “İstanbul'un seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik ve onunla birlikte 25 arkadaşımızın yargılandığı duruşmayı izledik. Duruşmada yargılanan aslında muhalefet etmektir. Yargılanan, ana muhalefet partisinin siyaset yapmasıdır. Bizim çağrımızla Ekrem İmamoğlu buraya ifadeye çağırıldığında, 'İfadeye çağrılan İstanbul'un iradesidir. Tüm demokratları, İstanbul'a sahip çıkan herkesi ifade vermeye çağırıyorum' diye ben ifade etmiştim zaten. Bunu Meclis kürsüsünden söylemiştim. Bunun üzerine on binlerce İstanbullu buraya geldi. Barışçıl bir şekilde Ekrem İmamoğlu'nun ifadesine eşlik ettiler. Çıkışta Ekrem İmamoğlu bir basın açıklaması yapacaktı. Anayasa 34 o kadar açık ki. 'Önceden izin almadan yapılabilir' diyor. O basın açıklamasına engel olmaya çalışanlar, oradaki kitleyle Ekrem İmamoğlu'nun, basınla Ekrem İmamoğlu'nun irtibatını ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı Özgür Çelik ve arkadaşlarımız gün boyunca gösterdikleri çabayı sürdürmüşler. Ama tüm çabalarına rağmen o açıklama, anayasal hakkı kullanmaları engellenmiştir. Açıklamayı yapmak istedikleri yere sesli araç, otobüs, platform sokulmadığı için otobüse doğru kitle yönelmiştir. Bu sefer otobüse kitleyi göndermiyor. Yani otobüsü buraya getirmiyor, kitleyi otobüse yollamıyor. O kalabalığın içinde basın açıklaması yalın sesle nasıl yapılacak? Otobüse doğru giderken polise verilen bir kanunsuz emirle, yolunda yürüyen insanların önüne geçmişler, oradaki diyaloglar, oradaki her şey ortadayken birtakım fotoğraflarla, yok 'Siz polisin görevini yapmasına engel oldunuz' Siz il başkanının görevini yapmasına engel oluyorsunuz. Onun görevi oradaki o açıklamanın yapılmasını temin etmek. Partinin belediye başkanı içeride ifade vermiş, 10-15 bin kişi desteğe gelmiş. Basın açıklaması yapılacak. Sen onların görevini yapmasına engel oluyorsun, polise kanunsuz emir veriyorsun. Burada biz yargılanıyoruz" dedi.
'ADALET YERİNİ BULUR DİYE UMUYORUZ'
Özel, "O gün olanları, iddianameyi de okuduğunuzda polisler diyor ki 'Ben bu kişileri tanımam, ben yaralanmadım. Benim malıma zarar gelmedi.' Güya beş şikayetçi var, hiçbirinin malına zarar gelmemiş. Ama 12 tane kalkan kırılmış, 12 tane kask kırılmış. Birileri boşu boşuna bir dava icat etmeye çalışıyor. En sonunda da baklayı ağzından çıkarmış; 'siyasi yasak'. Özgür Çelik'i siyasetten yasaklamak için, arkadaşlarımızı siyasetten yasaklamak için yapılmış bir yargı taciziyle, bir yeni kumpasla karşı karşıyayız. Bu işten ne bu mahkemenin hakimi, ne savcısı, ne bir başkası; bir buranın yedinci katındaki, bir de Ankara saraydaki mesul. Saraydakinin talimatıyla Özgür Çelik'e baş eğdiremedikleri için, onunla baş edemedikleri için bu şekilde kendisini siyasetten men etmeye çalışıyorlar. Onun talimatı ve yedinci kattakinin o talimatı yerine getirmekle ilgili çabasının karşısındayız. Bugün Özgür Çelik ve arkadaşlarımız yargılanmadılar, bugünkü iktidarı adeta yargıladılar. Ama hiç kötü bir sözle değil. Anayasa'ya hatırlatarak, o gün olanları hatırlatarak. Bunun karşısında ne olur? Adalet yerini bulur diye umuyoruz. Yok, öyle yapmazlar da Özgür Çelik ve arkadaşlarımıza ceza vermeye kalkarlarsa büyük bir haksızlık, büyük bir hukuksuzluk daha kendi tarihlerine kara bir leke olarak nakşedilmiş olur. Biz il başkanımızın, seçilmiş il başkanımızın yanındayız. Onun görev yaptığı bina davalıktır. Kendisinin seçildiği kurultay davalıktır. Kendisi üç ayrı davada davalıktır. Bizzat bu meselenin tümü şunu göstermektedir: Görevlerini o kadar iyi yapıyorlar ki binalarından yönetimlerine, kendilerine hatta ailelerine, kardeşlerine kadar dava açmış durumdalar. Siyaseten baş edemeyenler, böyle baş eğdirmeye çalışıyor. O da baş eğmez, biz de baş eğmeyiz. 2 milyon Cumhuriyet Halk Partili ve Türkiye'nin bütün demokratları il başkanımızın ve arkadaşlarımızın dimdik yanındayız, dimdik arkasındayız" dedi.