Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, terörle mücadeleye ilişkin olarak, ?Türkiye kamu düzenini hiçbir güç tehdit edemez, bunu tesis etmek için yürüttüğü güvenlik faaliyetleri hiçbir dostumuz tarafından eleştirilemez? dedi.
Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu, Lüksemburg Dışişleri ve Avrupa İşleri-Göç ve İltica Bakanı Jean Asselborn ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Sinirlioğlu, Avrupa Birliği´nin son zamanlarda sorunu haline gelen göç sorununu ele aldıklarını söyleyerek, "Türkiye şu an dünyada en fazla sığınmacı barındıran ülkedir. Dünya tarihinden bu yana en büyük göç sorunuyla karşı karşıya. Şu anda Türkiye ve AB, Akdemir havzasındaki göç sorunuyla baş etmek gibi sorumlulukla karşı karşıya. Biz Türkiye olarak 2 milyon 300 bin mülteci barındırıyoruz, bunların 2 milyonu Suriye´den" ifadelerini kullandı.
Sinirlioğlu, insanların canlarını tehlikeye atarak ülkelerinden ayrıldıklarını kaydederek, "Bu insanların sorunu tüm insanlığın sorunudur. Biz yardım ederken bunu bir karşılığını düşünmedik. Bizi takdir etse de etmese de biz yardım etmeye devam edeceğiz. Avrupa Birliği mülteci sorununun çözümü için Türkiye ile işbirliği yapma arzusunu dile getiriyor. Yapılması gereken Suriye´deki krize son verilmesidir. Suriye´deki kriz sona ermeden bu sorunun ortadan kalkması mümkün değildir. Toplam 11,6 milyon yerinde edilmiş insan var. 7.6 milyon yerinden edilmiş insan Suriye içinde. Biz başından beri, Suriye´deki soruna siyasi çözüm bulunmasıdır. Bu sorunun kontrol altına alınması gerekir. Bu insanlara ülkelerinde koruma altında yaşayabilecekleri, rejimin havadan attığı varil bombalarına karşı korunmalarını sağlarsak, güvenli bölge yaratırsak onları ülkelerinde tutabiliriz."
Asselborn, göç konusu ele alındığı için saygı duyduklarını belirterek, "Buradaki insanlar Libya´dan geçerek, Kuzey Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. 4 bin insan bu sene hayatını kaybetti. 1 ocaktan beri 110 bin kişi Kuzey Avrupa´ya ulaştı. Temmuz Ağustos aylarında Türkiye, Yunanistan ve Balkan ülkelerinden 200 bin kişi Kuzey Avrupa ülkelerine ulaştı" diye konuştu.
Asselborn, salı günü Göç ve İçişleri Bakanlarının bir araya geleceğini kaydederek, 160 bin mültecinin nasıl paylaşacaklarını tartışacaklarını ifade etti. Asselborn, Türkiye´ye yapılacak yardım üzerine değineceklerini belirterek "Türkiye´ye maddi açıdan yardım etmemiz gerekiyor. Avrupa Birliği olarak Türkiye´nin yardımına gelmemiz gerekiyor" dedi. Asselborn, vermeleri gereken cevabın sorumluluk almak olduğunu söyledi. Krize yönelik olarak, kapılarını kapatmayacaklarını belirten
Asselborn, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oradan gelen sığınmacılar nereden gelirlerse gelsin geçmişleri neyse tek tek kayıt olmaları gerekiyor. Bir yapının altında onları kabul edebilmemiz olacaktır. Cenevre Konvansiyonu´na göre iltica başvuruları alarak en çabuk şekilde başvuruları sonuçlandırmak ve onları Avrupa Birliği ülkelerine dağıtabilmemiz gerekiyor."
Bakan Sinirlioğlu, tüm ülkelerin sorumluluk çerçevesinde hareket etmelerini isteyerek, "Eğer imkanları varsa gidebilirler. Bizde yardım etmeye hazırız. Edirne´de biriken Macaristan´da yürüyen insanlar değil. Rakamlar dikkate alındığında bu insanların ülkelerinden kalmaları hedeftir. Bunu aşamalı olarak ele almamız besliyor" cevabını verdi.
Asselborn, Türkiye´ye yardım konusunda, "Komisyon işlemeye başladı. Avrupa Parlamentosu´nda bir paketin görüşüldüğü ifade edildi. İnanıyorum ki yeterli miktarda olacaktır" şeklinde konuştu.
Güvenli ülke konusunda Asselborn, "3 milyona yakın sığınmacı kabul eden bir ülkenin güvenli ülke olması gerekiyor. Kürtlerle olan sürecin durma noktasına gelmemesi gerekiyor. Türkiye´nin sorunudur. Bu anlamda çok büyük adımlar attı" ifadelerini kullandı.
Sinirlioğlu ise Kürt sorununa ilişkin olarak sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye´de yaşanan saldırılara karşı yürüttüğü kamu düzenini sağlamak için güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği operasyonlardır. Bu işin Kürtlerle ilgili sorun diye tanımlamasını kabul etmemiz söz konusu değildir. Burada mesele bir terör örgütünün kendi kararıyla başlattığı belli hedeflere dönük saldırılardır. Türkiye gerekli cevabı verecektir. Türkiye kamu düzenini hiçbir tehdit edemez, bunu tesis etmek için yürüttüğü güvenlik faaliyetleri de hiç bir dostumuz tarafından eleştirilemez."
