Atış Yapı’nın konkordato ilan etmesi gündeme bomba gibi düştü.
Temennimiz bu firmadan ev veya iş yeri alan, parasını yatıran, projelerinde taşeronluk yapan; hasılıalacaklı olan vatandaşların ve şirketlerin mağdur olmaması.
Elbette, Atış Yapı’nın da en kısa sürede toparlanmasını isteriz.
Ancak süreçle ilgili çok sayıda soru işareti var.
Diğer yandan Atış Yapı’nın konkordato ilan etmesinin Bursa’ya milyarlarca liralık etkisinin olduğu konuşuluyor.
Meselenin hassasiyeti bakımından Atış Yapı konusuna noktayı koyalım.
***
Konut sektöründe yaşananlar sadece Atış Yapı ile sınırlı değil.
Bursa’da ve Türkiye genelinde yüzlerce firma, topraktan satış adı altında konut projeleri üretti, üretmeye devam ediyor.
Vatandaş tüm birikimlerini verip, tapusuz, noter sözleşmesiz, maketten beğendikleri evleri satın alıyor.
Müteahhitler hayal satarken, vatandaş ev sahibi olma uğruna kumar oynuyor adeta.
***
Peki topraktan satış yapan müteahhitlerin hepsi dolandırıcı mı?
Tam tersi, birçoğu evleri, hak sahiplerine teslim etmek üzere işe koyuluyor.
Ancak Türkiye gibi kırılgan ekonomiye sahip bir ülkede, olağanüstü bir hadise karşısında ‘gümlemeniz’ işten bile değil.
Mesela memlekette devalüasyon oldu ve bir gecede demirin, çimentonun fiyatı 2 katına çıktı.
Hem vatandaştan topladığınız para çöp oluyor, hem de inşaat maliyetiniz 2 katına çıktığı için vaat ettiğiniz konutları yapamıyorsunuz.
Böyle olağanüstü durumlarda iflas eden sayısız müteahhidin dramatik çöküşüne defalarca tanık olduk.
***
Peki ne yapmalı?
2 yol var…
Birincisi topraktan konut satışını yasaklayan yasa çıkarmak.
İkincisi de topraktan satış projelerine banka teminatı zorunluluğu getirmek.
Çünkü böyle giderse, daha çok ocak sönecek, daha çok ailenin hayatı kararacak ve daha çok müteahhit batacak.
***
Ülkeyi yönetenler bu konuda mutlaka çözüm üretmeli.
Atış Yapı gibi dev bir firma konkordato ilan etmişken, inşaat sektörüyle ilgili radikal adımların atmanın zamanı gelmedi mi?
Mustafa ÖZDAL