Geçen hafta yolsuzluk ve terör soruşturmalarının ekonomiye yansımalarına değinmiştim.
Bugün hadiseyi farklı bir pencereden ele alacağım.
***
Sürecin başladığı salı gününden bu yana önce gözaltı listesine, ardından tutuklanan ve serbest kalan isimlere bakıyorum.
Yolsuzluk operasyonları kapsamında tutuklananlar arasında ilginç detaylar var.
Mesela aynı aileden 3 ismin tutuklandığı İlbaklar…
İlbak Holding’in iktidara yakın olduğunu biliyoruz.
Dahası bugüne kadar, özellikle açık hava ilanlarında AK Partili belediyelerden hatırı sayılır ihaleler aldıkları gizli bir bilgi değil.
Ne ki başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin belediye yönetimleri CHP’ye geçtikten sonra bile İlbakların saltanatı devam etti.
***
Peki İlbaklar bunu nasıl başarıyordu?
Formül şu:
İlbakların açık hava ilanlarında işbirliği yaptığı şirketlerin sahipleri CHP’lilerdi.
Yani yapı şunun üzerine kurulmuştu:
AK Partili belediyelerden AK Parti’ye yakın şirket ortakları, CHP’li belediyelerden de CHP’ye yakın şirket ortakları iş alıyordu.
Tıpkı Kılıçdaroğlu döneminde, perde arkasında CHP’li milletvekilinin olduğu asansör şirketinin AK Partili türkücü ortak sayesinde, iktidar belediyelerinden de nemalanması gibi…
***
Konuyu daha anlaşılır hale getirmek için çarpıcı bir örnek vereyim.
2019 yerel seçimleri öncesi CHP Gemlik Belediye başkan adayı Mehmet Uğur Sertaslan’ın açık hava ilanları tek tek sökülür.
İlanları söktüren firma ortağı ise son operasyonlarda tutuklanan CHP’lidir.
Düşünün CHP’li iş insanı, CHP’li belediye başkan adayının propaganda yapmasının önünü kesiyor ve açıkça AK Partili belediye başkanından yana taraf oluyor.
Neden?
Çünkü sermayenin dini, dili, ırkı yok da ondan…
Zaten tutuklu listesine bakıldığında CHP’lilerden, muhafazakar iş insanlara, seküler iş insanlarından, başörtülü mütedeyyin kadınlara varıncaya kadar siyasi yelpazenin farklı kanatlarından çok sayıda ismin olduğu görülüyor.
Bu isimleri bir araya getiren tek bir motivasyon var:
Para, para, para!
Geçen haftadan bu yana meydanlara çıkıp, biber gazı yiyen genç kardeşlerimiz bu detayları bilmiyor elbette.
O halde sadece demokrasi ve hukuk penceresi odaklı bakış açımızı sorgulamamız gerekir.
***
Gelelim hadisenin siyasal sonuçlarına…
Hiç kuşku yok ki, CHP bu hadiseden güçlenerek çıkmıştır.
Dün Altınşehir Mahalle Temsilciliği’nde seçimi takip ettim.
İnsanlar aileleriyle birlikte gelip, partiye üye olmak istediklerini söylüyordu.
Dün sadece Altınşehir Mahalle Temsilciliği’ne 200 kişi üye olmak için geldi ki CHP’nin Nilüfer’deki üye sayısı 11 bin civarında.
***
Geçen hafta yaşananların bir diğer sonucu da adeta bir yıldız gibi parlayan Özgür Özel’in liderliğidir.
Cumhurbaşkanlığı adaylığında, İmamoğlu’nun alternatifi hep Mansur Yavaş konuşuldu ama Saraçhane mitinglerinin ardından kanımca en güçlü aday Özgür Özel’dir artık.
MUSTAFA ÖZDAL