Ne siyasi çizgisi değişti, ne de gazetecilerle olan ilişkisi.

Bazı siyasetçiler gibi gazetecilerle çıkara dayalı bir ilişkisi yoktur.

Kaleminiz elinizde alınsın, sizi ilk o arar, yazıp, yazmadığınıza bakmaz, dostluğunukoşullar ne olursa olsun hissettirir.

Aktif siyasetten yıllar önce çekildi Ahmet Memişoğulları ancak kendisi gibi iyi bir insanı CHP’ye kazandırdı.

Ne ki hayat Alptuğ Memişoğulları’nıailesinden, sevenlerinden, partisinden çok ama çok erken çekip aldı.

Alptuğ’u ilk olarak Ali Ademoğlu’nunbaşkan, Hüseyin Şahin’in de yönetim kurulu üyesi olduğu Fan Kulüp’te görev aldığı yıllarda tanıdım.

Henüz meclis üyesi seçilmeden, siyasetin provasını Fan Kulüp’te yapmış olmalıydı.

Belki de yeri geldiğinde iktidar ve muhalefetin uyumlu çalışabileceğini ilk orada deneyimlemişti Alptuğ.

Önceki gün sona eren CHP Osmangazi meclis üyeliği döneminde ise gazeteci, siyasetçi ilişkimiz hep devam etti.

Hitabeti iyi, dersine çalışan, dürüst bir siyasetçi profiline sahipti.

Babası alaylı, kendisi okullu siyasetçi görüntüsü veriyordu.

Geçen dönem yıldızının parladığı siyaset sahnesinin bu dönem hem vitrininde hem de iktidar saflarında yerini aldı.

Düzgün hitabeti ve akıcı üslubuyla bu dönem CHP’nin grup sözcülüğünü üstlenmişti.

Yaklaşık 20 gün önce Gönül Dostları Sofrası’nda buluştuğumuzda, bunun bir veda yemeği olduğunun ne ben ne de o farkındadeğildik.

Kısıtlı zamanımıza rağmen siyasetten, medyaya her şeyi konuşmuştuk.

Erkan Aydın’ın attığı adımlardan bahsedip, Osmangazi Belediyesi ile ilgili adeta umut saçıyordu.

Enerjisi de keyfi de yerindeydi.

Karşımda 20 gün sonra hayata veda edecek yılgın bir siyasetçi değil, yaşama sımsıkı sarılmış, hedefleri olan, siyasi geleceği parlak bir genç görmüştüm.

İşte o yüzden Alptuğ’un vedasına koca bir soru işareti koyuyorum.