İbrahim as’ın put hanede putları kırdığı gerçeğini hepiniz biliyorsunuz muhakkak . Bütün putları kırmış en büyüklerini bırakmıştı . Elindeki kırıcı aleti de o büyük putun boynuna asmıştı . Bu kıssa Kur’an da enbiya suresinde geçer .
İbrahim as yakalanıp huzura getirilince “ Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın Ey İbrahim ? ” diye sormuşlardı . O da " Hayır" dedi, " Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa onlara sorun! " diye cevap vermişti . İbrahim as putları kendisi kırdığı halde “ büyükleri yapmıştır ” diyerek yalan mı söylemiştir. ? Elbette ki hayır , insanları düşünmeye sevk etmiştir . Dikkatleri bir noktaya çekmiştir. Oradan vurucu sorusuna zemin hazırlamıştır .
İbrahim as’ı sorguya çekenler “ putların konuşamayacağını , dolayısıyla onlara sorulamayacağını ” ima edince can yakıcı , düşünce yapısını alt üst eden sorusu gelir ; "Allah’ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyen ilahlara / tanrılara mı tapıyorsunuz? Size de Allah’ı bırakıp taptığınız şeylere de yazıklar olsun! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?" dedi.”
Düşünmez misiniz ? Aklınızı kullanmaz mısınız ? Bu putların , heykellerin , taştan , ağaçtan yontma şekillerin ne kendilerine ne de başkalarına faydaları dokunur . Üstelik bunlara kutsallık kazandırmışsınız , onların ellerinde bir takım güçlerin ve imkanların olduğuna kendinizi inandırmışsınız . Allah katında ayrıcalıklı yerleri olduğunu düşünüyorsunuz . Önünde saygıyla eğiliyorsunuz , kurbanlar takdim ediyorsunuz , otlar , çiçekler sunuyorsunuz . Halbuki dokunsanız yıkılırlar , vursanız kırılırlar , bir baltayla , tokmakla dağılırlar . Daha kendilerini koruyamazlarken sizi nasıl korusunlar ?
İbrahim as işte mana itibariyle beyni yakan sorularla adeta onları şoke uğratır .
Aslında putlara tapanlar bu putların hiçbir işe yaramadığını da bilirler . Kendi içlerinde bu gerçeği kabul ederler , ama bir türlü dışa itiraf edemezler . İnatlarından vazgeçemezler , başkalarının da bu sahte ilahlara kendileri gibi inanmalarını isterler . Karşı çıkanları cezalandırırlar . Alaya alırlar , tahkir ederler , yalancılıkla suçlarlar , olmadı taşlarlar , baskı uygularlar , işkence ederler , şehirden , bölgeden ve hatta ülkeden kovarlar . Ya da kısa yoldan öldürürler , öldürmeye teşebbüs ederler . İşte hangi peygamberin veya peygamberlerin yolundan gidenlerin hayatlarına baksak bu baskıyı , şiddeti , işkenceyi görürüz .
Şimdi dönüp kendimize bakalım . Bizim de içimizde sahiplendiğimiz , bırakamadığımız putlarımız var mı ? Kalplerimiz , gönüllerimiz birer put haneye mi dönüşmüş ? Allah’tan cc başka daha çok sevdiğimiz, Allah’tan cc başka daha çok bağlandığımız , Allah’tan başka daha çok güvendiğimiz , Allah’tan başka daha çok korktuğumuz , Allah’tan başka daha çok medet umduğumuz maddeler , nesneler , menfaatler , makam-mevkiler , servetler , çoluk çocuklar , kişiler , liderler , bilginler birer puttur . İçimizde yeşerttiğimiz , kalbimizde büyüttüğümüz , gönül bahçemize diktiğimiz birer ilahtır . Bunları kırmak , yok etmek , sahte olduklarını fark etmek için İbrahim as gibi bir imana , anlayışa , sorgulamaya , derin derin düşünmeye ihtiyacımız var . Çünkü o hanif bir imana , tek olan Allah’a boyun eğmiş biriydi . O ne Yahudi ne de hıristiyandı , o müşriklerden de değildi .
Selam olsun İbrahim’in dinine , yoluna tabi olanlara .
Mehmet İSLAMOĞLU
16/01/2021