Mustafa Özdal

Tarih: 30.10.2024 17:16

Çeşni

Facebook Twitter Linked-in

Tüm bu olanlara karşı Deniz Dalgıç ve yönetiminin sessiz kalması, konuyu unutturmak adına anlaşılabilir.

Ancak ben en çok CHP’li milletvekillerinin tavrını merak ediyorum.

Dalgıç’ı genel merkeze öneren Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, sol yumruğunu kaldırıp, işçilerin yanında olmasını beklemiyorum elbette.

Özde değil sözde emekçi dostu olan ve ‘CHP’den aday olduğum içim eşimden ve çocuğumdan özür diliyorum” diyen Kayıhan Pala’nın da edilgen tutumu şaşırtmıyor beni. 

Ancak işçi ve emekçilerin verdiği mücadelelerin her zaman ön saflarında yer alan Orhan Sarıbal’ın, tepki vermesini bekliyorum.

Belki kendi partisinin belediye başkanını kamuoyu önünde eleştirmeyecektir ama bizim tanıdığımız Orhan Sarıbal bu olayın hesabını mutlaka sorar.

 

***

Mudanya Belediyesi’ndeki takip cihazı hadisesi, CHP’deki belediye başkan adayı seçiminin ne kadar titiz yapılması gerektiği gerçeğini bir kez daha göstermiştir.

Seçime 60 gün kala sırf belediye başkanı olmak için partinize üye olmuş birini aday yaparsanız, sonuç böyle oluyor.

Deniz Dalgıç’ı ısrarla aday yapmak isteyen Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun, takip cihazı hadisesinin sorumluluğunu üstlenmeyeceğini biliyoruz. 

Ancak bu hadiseden CHP Genel Merkezi, mutlaka ders çıkarmalı.

 

***

Geçen hafta Kılıçdaroğlu, bu hafta da İmamoğlu, Bursa’ya geldi.

Hiç kimse bu ziyaretleri, rutin ziyaretler olarak yorumlamıyor.

Siyaseti kenarından, kıyısından takip edenler bile iki ismin örgütün nabzını yoklamak için Bursa’ya geldiğini biliyor.

En çok konuşulan senaryo, kurultayda İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun işbirliği yapıp, Özel’i devirmesi ve partinin başına İmamoğlu’nun geçmesi.

Ancak bu senaryoyu doğrulayacak yeterli bilgi yok.

Kılıçdaroğlu ile Özel arasındaki ipler, özellikle Kılıçdaroğlu’nun korumalarının yemek paralarının kesilmesiyle kopsa da, ben Özgür Özel’in hala partide güçlü olduğunu ve kolay kolay alaşağı edilmeyeceğini düşünüyorum.

Ayrıca, son yıllarda neredeyse tüm seçimlerden yenilgiyle ayrılan CHP’yi, 31 Mart’ta büyük bir zafere taşıdı Özgür Özel. 

Ortada Özel’in genel başkanlıktan ayrılması için hiçbir neden olmadığı gibi, CHP’nin bu hadiseyi topluma anlatması da kolay olmaz.

 

***

Sedat Yalçın  yine darılacak ama kendisiyle ilgili geçmişte yaptığım tüm eleştirileri haklı çıkaracak bir adım daha attı.

Bu kez de A Partisi’ne geçti.

Üstelik yine savunduğu dünya görüşü ve ideolojisiyle çelişerek.

A Parti, Muhsin Yazıcıoğlu misyonunu rehber edinen Türk-İslam sentezcisi bir parti görünümünde.

Sedat Yalçın ise daha önce yazdığım gibi ekonomik alanda da sosyal ve siyasi yaşamda da liberal görüşleriyle tanınıyor.

AK Parti’den Milli Görüş gömleğini çıkarmadığı gerekçesiyle istifa edip seçim arifesinde Yeniden Refah Partisi’ne geçmek, seçimden sonra YRP’den istifa edip, başka bir muhafazakar partiye yelken açmak tam da Sedat Yalçınlık işler.

Ne diyelim, hayırlısı olsun ama bu kez son olsun.

 

***

AK Parti’de kongre süreci, cumartesi günü Osmangazi ile başlıyor.

Daha önce de yazdım, seçim yenilgisinin faturasını sadece teşkilatlara çıkarmak adil olmazdı.

Ancak hem heyecanını kaybetmiş hem de seçimde yeterli performansı gösteremeyen teşkilatlarla yola devam edilmesi, iktidar partisine umudunu bağlamış kitleleri hayal kırıklığına uğrattı.

Yine de cumartesi günkü havayı gözlemleyelim.

Bakalım teşkilatlar üzerine serili ölü toprağı atılmış mı?

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —