Çeşni
6,2’lik İstanbul depreminin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un, “Marmara’da deprem riski kalmadı” açıklaması kulağa hoş geliyor ama Türkiye gibi birinci derece deprem ülkesinde bu iddiaya temkinli yaklaşmakta fayda var.
Deprem bilimci değiliz ama başta Kahramanmaraş olmak üzere depremlerde 100 binlerce insan hayatını kaybetti.
Geçen hafta Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan’ın açıklamalarını bu köşede okumuştunuz.
Beyhan Hoca, Üşemezsoy’un sözleriyle başlayan rehavet ikliminin aksine Marmara’da deprem riskine dikkat çekti.
6, 2 büyüklüğündeki depremin İstanbul’da hasara yol açmamasını ivme değerine bağlayan Bayhan, özetle, her depremin niteliğinin farklı olduğunu ve sadece depremin büyüklüğünün hasarın boyutunu belirlemediğini söyledi.
O halde ne yapmalı:
“Deprem şu tarihte olacak”, “deprem şu büyüklükte olacak”, “deprem şu kadar binayı yıkacak” tahminlerini bırakıp, vakit kaybetmeden depreme dirençli kentler yaratılmalı.
***
Düşen enflasyona rağmen konut kiraları hala çok yüksek.
Üstüne bir de emlakçıların hadsiz talepleri tük dikiyor.
Diyalog şöyle:
Müşteri: Ne kadar kira istiyorsunuz, ilandaki daireniz için:
Emlakçı: Şu kadar.
Müşteri: Başka şartlarınız nedir?
Emlakçı: 1 kira biz komisyon alıyoruz, 2 kira depozito istiyoruz, 1 kira da peşin istiyoruz. Yani 4 kira verip, daireyi tutabilirsiniz.
Müşteri: İyi de daire eşyalı değil ki. Neden 2 kira depozito istiyorsunuz?
Emlakçı: Bizim dairelerimiz çok değerli. Mesela duvar kağıtlarımız var gördüğünüz gibi.
Müşteri: Başka koşulunuz yoktur herhalde
Emlakçı: Var. Eğer ticaretle uğraşıyorsunuz, vergi numaranızı istiyoruz. Ücretli çalışansanız, findex risk raporu talep ediyoruz.
Müşteri: Başka ne istiyorsunuz, emlakçı bey
Emlakçı: Son olarak tahliye taahhüdü alıyoruz. Mülk sahibi istediği zaman, evi tahliye etmenizi isteyebilir!
Bursa Emlak Müşavirleri Esnaf Odası Başkanı Erdal Çelebi, bu burnundan kıl aldırmayan ve ‘küçük dağları ben yarattım’ edasında olan, gayrimenkul uzmanı kılıklı üyeleriniz olduğu sürece, mesleğinize güven kaybı devam edecek, bilginize.
***
Dağder, son yılların en bol adaylı seçimine gidiyor.
Dağder kulislerine çok hakim değilim ama bildiğim kadarıyla en son 8 isim adaylığını ilan etmişti.
Adaylardan birinin basın toplantısını izlemiş, biri de medyamızı ziyaret etmişti.
Kuşkusuz 8 aday da birbirinden değerli.
Ancak ben aday olsam şu yıllardır bitmeyen Dağ Yolu’nu gündemimden düşürmem, seçilmem halinde ilk iş olarak siyasi iktidara baskı yapacağımı ilan ederdim.
Nitekim tıpkı hızlı tren gibi Doğancı Tüneli’nin bitmemesi Ankara’daki Bursa lobisinin ne kadar eksik olduğunu gözler önüne seriyor.
***
Önceki akşam, Ömer Kumova’nın davetiyle Oleaster Otomotiv’in yeni nesil araçlarının tanıtım gecesine katıldım.
Geçen yıl kurulan Oleaster Otomotiv’in elektrikli kargo araçları, şehir içi, okul, turizm ve VİP araçları gerçekten etkileyiciydi.
Araçların engellilere yönelik olması ise sınıfındaki diğer araçlardan farklı kılıyor.
Geceye Ampute Milli Takımı’nın efsanesi, gururumuz Barış Telli de katıldı ve bir konuşma yaptı.
Ancak aynı övgüleri geceye ev sahipliği yapan Çelik Palas için maalesef söyleyemeyeceğim.
Yıllardır el değiştiren ve bir türlü istikrarı yakalayamayan Çelik Palas’a uzun zamandır gitmemiştim.
Gala gecesinin gerçekleştirildiği salon, hamam gibiydi!
Öyle ki misafirlerin çoğu sıcaktan bunalıp, erken ayrıldı.
Diğerleri de yemek menüsü kartonunu yelpaze gibi sallayarak, serinlemeye çalıştı.
Bursa’nın en köklü otelinin yemek salonunun, saunayı andırması otelin ne kadar kötü işletildiğini gösteriyor.
Kötü servis ise tüm bu olumsuzluklara tüy dikti.
Atatürk’ün konakladığı, Bursa’ya gelen liderlerin misafir edildiği otelin bu haline üzülmemek elde değil.
***
Daha önce de yazdım, Bursa’nın ilk küçük işletmeli esnaf sanayi sitesi olan Beşevler Sanayi Sitesi, bir diğer ifadeyle Küçük Sanayi, her geçen gün sanayi olmaktan çıkıyor.
Çünkü sanayi sitesinin orta yerine bir konut projesi dikiliyor.
Üstelik, bunun önüne açan da sanayi sitesini yöneten kooperatifin yönetimi.
Düşünün yıllar önce sanayi sitesi olarak planlanmış koca bir alanda artık konutlar yükseliyor.
Hangi şehircilik ilkesi, hangi imar kriteri, sanayi alanı olarak belirlene bir bölgeye konut yapılmasını öngörür?