Nuh (as)’ın oğlu babasının “ Yavrucuğum bizimle beraber sende (gemiye) bin, inkarcılarla birlikte olma ” ikazlarına aldırmayıp “ Ben kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım ” demişti .
Nuh (as)’ın tüm çabalarına rağmen oğlu kendisine inanmamıştı ve kurtuluş gemisine de binmemişti . Ortalığı kaplayan su fırtınasından da çok rahat kurtulabileceğini düşünmüştü . Ona göre bir dağa sığınmak her şeyi halledecekti . Çünkü dağ , yüksekti , sular dağın zirvesine kadar çıkamazdı . Bilmiyordu ki su Allah’ın ise dağda O’nundu .
Allah’ın (cc) gücünü, kudretini hakkıyla tanımayan insanların kendilerini koruyacaklarına inandıkları sığınakları vardır . Nuh as’ın oğlu için bu dağ idi . Bir başkaları için güneş , ay veya geçmişte kalmış kutsallaştırılmış insan ilahlar … Halbuki bunların hiçbirisinin ne normal zamanda ne de zor anlarda yapabilecekleri bir güçleri yoktur . Tabiri caizse güvendikleri dağa kar yağar . Yüce kitabımız devamlı “ müminler sadece Allah’a tevekkül ederler ” buyurur . Bu ne demek ? Tevekkül etmek , Allah’ı vekil kılmak , O’na dayanmaktır . Dağlara değil, bir takım sahte tanrı ve tanrıçalara değil , sadece O’na dayanmak , güvenmektir .
Hz Peygamber sav de şöyle buyurur : “ Kim, insanların en kuvvetlisi olmayı arzu ederse, Allah'a dayansın.” Demek ki başka varlıklara dayanmak zayıf kişilerin işi .
Babası , baba merhametiyle oğlunu kurtarabilmenin çabasında iken son cümlelerini şöyle söyler “ Bugün Allah’ın rahmet ettikleri hariç , O’nun azabından korunacak hiç kimse yoktur ” . Demek ki peygamber de olsanız Rabbine karşı gelmiş çocuğunuzu , eşinizi , babanızı dahi kurtaramıyorsunuz . Bu gerçeği Yüce kitabımız bir çok yerde dile getirir . Birisi de Lokman suresindedir . Rabbimiz şöyle buyurur “ Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah'ın va'di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı (şeytan) da Allah hakkında sizi aldatmasın ” .
Baba oğul arasında bu diyaloglar yaşanırken aralarına dalgalar girer ve oğlu boğulanlardan olur . Nuh (as)’ın son bir ümidi vardır , Rabbine niyazda bulunmak . “ Nûh Rabbine seslenip şöyle dedi: " Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin va'din elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin."
Rabbinden cevap gelir “ Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O halde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi . Nuh (as) haddini aştığını anlayarak Allah’a sığınır . “ Nûh, "Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum" dedi.
Bu olay ve konuşmalar Hud suresinde geçer .
Son olarak , Allah’tan başka dayanılacak , güvenilecek kimse yoktur . İnsanların Allah’tan başka dayandıkları güneşte eriyen kar gibidirler . Hiçbir güçleri yoktur . Ne kendilerine ne de başkalarına faydaları olamaz . Dağların sular altında kalması gibi bütün dayandıkları , hayalleri , umutları sular altında kalacaktır .
Mehmet İSLAMOĞLU