Söz konusu arazinin tek talibi, iş insanı Veysel Bakgör’ün sahibi olduğu Bakyapı.

Henüz araziyi almadan vatandaştan ön talep adı altında milyonlarca lira para toplayan Bakyapı’nın neden bu araziyi almaması gerektiğini, arazide kamu çıkarına uygun olarak TOKİ eliyle konut yapılmasını ya da gündemde olan Altıparmak-Çarşamba kentsel dönüşümü için kullanılması gerektiğini, “Vatandaştan para toplayan Bakyapı’nın gerçek amacı nedir?” başlıklı yazımda belirtmiştim.

TMSF, yeni bir ihaleye çıkacağına göre bugün aynı konuya devam edeyim.

Gene son yazımda belirttiğim gibi, TMSF bu araziyi TOKİ’ye satabilir.

Dahası TOKİ’nin elindeki konutlarla takas yapıp, mahsuplaşabilir.

Çünkü deprem tehdidi nedeniyle 100 binlerce Bursalının can güvenliğinin olmadığı bir kentte, binlerce konut inşa edilecek imarlı arsa, çölde vaha misali çok değerlidir.

Hem moda deyimle, böylesine kupon bir araziden doğacak rant, neden bir müteahhide aktarılsın?

Geçmiş yıllarda bu tip projelerden, yatırım amacıyla konut  satın alındığını biliyoruz.

Mesela diyelim ki bu projeden 2 milyon liraya daire alındı.

İnşaat bittikten sonra dairenin değerinin birkaç kaç artacağı ve topraktan daire alanın da zaten bu amaçla projeye girdiğini biliyoruz.

O halde ortada bir kamusal çıkar olmadığı gibi, çok uygun bir fiyata devletten alınan arsanın, konut fiyatlarını arttırıcı bir etkisi olacağı da kaçınılmaz bir gerçektir. 

Bu yanlıştan dönülmeli.

Ancak öyle anlaşılıyor ki bu konu iktidarın da muhalefetin de gündeminde yok.

O halde ben sorayım, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş konuyla ilgili ne düşünüyorlar acaba?

Nitekim TMSF’nin elinde Demirtaş’ta, daha yüzlerce dönümlük arazi var… 

Bu bölgede TOKİ eliyle dar gelirli vatandaşın satın alabileceği depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek 10 binlerce Bursalının hayatı kurtarılabilir.

TMSF, böylesine hayati bir gayeye hizmet edecek bir model varken, müteahhitlerin servetlerine servet katacak bir yöntemi tercih etmemeli!