BTSO’nun 2024 yılı son meclis toplantısı dün gerçekleşti.
Son oturumun gündemi bütçeydi.
Ancak bol sıfırlı bütçe detaylarıyla hem yazıyı rakamlara boğmak istemediğim hem de bu konunun siz değerli okuyucularımı pek ilgilendireceğini düşünmediğim için, toplantı finalinde sunum yapan ekonomist Can Fuat Gürlesel'in söylediklerine değineceğim.
Öncesinde BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın duyurduğu Türkiye’nin en büyük lojistik yatırımı olmaya aday TEKNOSAB Lojistik Park’ın yönetiminin, fona devredildiğinin altını çizeyim.
Son mecliste bu konu hayli tartışma yaratmıştı ancak fon yönetimine geçildiği içini tartışma da bitmiş olsa gerek.
***
Dr. Can Fuat Gürlesel neler söyledi?
Önce dünya konjonktürüyle ilgili bir projeksiyon çizdi:
2025’te dünyadaki büyümenin 2,7 olacağı öngörülüyor.
2025’te enflasyon düşüşü yavaşlayacak.
Bu durumda, yüksek faiz indirimleri beklenmiyor.
Böylece talebin canlanmasının da sınırlı olacağı öngörülüyor.
***
Jeopolitik riskler 2025’te de sürecek.
Nitekim Ortadoğu’da tansiyon yüksek.
Ancak yeni ABD yönetiminin Rusya-Ukrayna savaşını bitirmeye kararlı oluşu, olumlu bir gelişme olarak görülüyor.
***
ABD’nin 2025’te korumacı politika izleyecek olması ve ticaret savaşlarının işaretini vermesinin sonuçları olacak elbette.
Her ne kadar ABD’nin yüksek vergi uygulayacağı ülkelerin hangileri olacağı net olmasa da, korumacı politikanın en belirgin yansıması Dolar üzerinde olacak.
Tam da bu noktada Dr. Can Fuat Gürlesel şu tavsiyede bulundu:
“Alacaklarınız Dolar cinsinden olsun ancak Dolar borçlanmayın”.
Yani Hoca diyor ki, 2025 yılında Dolar güçlenecek.
Dünyada ve elbette Türkiye’de.
Diğer yandan AB ülkelerindeki ekonomik durgunluk 2025’te de devam edeceği için Euro’nun zayıflayacağı öngörüsünü de paylaştı Gürlesel.
Gürlesel’in, “Dövizle borçlanacaksanız, Dolar’ı değil Euro’yu tercih edin” tavsiyesi önemliydi.
***
Gelelim Can Fuat Hoca’nın Türkiye ilgili 2025 öngörülerine…
Dezenflasyon süreci devam edecek.
Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 44’lerdeyken, 2025 sonu hedefi yüzde 25.
Özellikle 2025’in ilk 6 ayında sıkılaşma politikası devam edecek.
Bu durumda yüksek faiz indirimleri beklenmiyor.
Yani özellikle 2025’in ilk 6 ayında mevduat ve kredi faizleri yüksek olmaya devam edecek.
***
Yazarınızın yorumuna gelince.
Gerek dünyadaki gelişmeler, gerekse Türkiye’de uygulanan enflasyonla mücadele politikası, ekonomik anlamda 2025 yılının bir ferahlama yılı olmayacağını gösteriyor.
Bu da istihdam kayıplarına yol açabilir.
Diğer yandan asgari ücretteki sınırlı artış, geniş halk kitlelerini daha da yoksullaştıracaktır.
Doların 2025’te ciddi şekilde artacağı beklentisi, ihracatının yüzünü güldürecek olsa da başta enerji olmak üzere tüketim ürünlerinin fiyatlarında artışa yol açacak.
Yani ücretler sınırlı artarken, fiyatlar daha çok artacak.
Bu da daha çok yoksulluk anlamına geliyor.