Geçen hafta, yıllardır otomotiv sektöründe olan bir iş insanıyla ekonomi üzerine sohbet ediyoruz.

Söz Tofaş’tan açıldı.

İş insanı, “1995 yılında Tofaş’ta 12 bin 850 işçi çalışıyordu. Bugün 5 bin çalışana kadar düştüler” dedi. 

***

Kendimi bildim bileli memlekette kriz eksik olmaz.

Ancak bu kadar uzun süren ve daha da önemlisi otomotiv sektörüne kadar sıçrayan bir ekonomik kriz  hatırlamıyorum.

***

Tabii tekstil sektörü  otomotivden bile kötü durumda.

Geçen yıllarda ağırlıkla bebe konfeksiyoncuların olduğu Vişne Caddesi’nde kiralık iş yeri bulunmazken, bugün, mülk sahipleri kiracı bulamaz hale gelmişler. 

Üstelik kira fiyatları da 30-40 bin liraya kadar düşmüş.

***

Ekonomideki tabloyu görmek için sadece Türkiye’nin en büyük şirketlerinin  ilk çeyrek bilançolarını görmek yeterli aslında.

Sadece 2 örnek vereyim.

Türkiye’nin en karlı kuruluşları arasında gösterilen ve her dönem ekonomimizin medarıiftiharı olmuş Türk Hava Yollarıilk çeyrekte 1 milyar 818 milyon lira zarar açıkladı.

Düşünün THY, geçen yıl 113 milyar lira kar elde etmişti.

Yazının başında söz ettiğim TOFAŞ’ın ilk çeyrek zararı ise 150 milyon 500 bin lira.

***

Yazımı rakamlara boğmak istemediğim için bu kadar örnek yeterli.

Ekonominin bu halde olmasının nedeni sadece Mehmet Şimşek’in ısrarla yürüttüğü sıkı para politikasının etkisiyle açıklanamaz.

Son siyasi gelişmeler, vatandaşın cebini sıkan bu politikanın üstüne tüy dikti.

Zaten tüm aklı başında ekonomi uzmanları, sıkı para politikasını yapısal reformlarla desteklemediğiniz sürece, ekonomin düzelmeyeceğini yıllardır söylüyorlar.

Sonuç ortada.

-------------------------

Toplumsal barış için siyasetin dili değişmeli 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı, sadece ana muhalefet liderine yapılan bir saldırı olarak görülmemeli.

Alsında o saldırı, Türkiye’nin huzur iklimine, siyasetin birleştirici diline, demokrasimize ve toplumsal barışa yönelik alçakça saldırıdır.

Saldırı, ana muhalefet liderinin güvenliğinin ne kadar zayıf olduğunu da gözler önüne serdi.

O saldırgan yumrukla değil de ya bıçakla saldırsaydı?

Ya da elinde silah olsaydı?

Ucuz atlatılmış bu hadisenin ardından Özel’in güvenliği,  sadece partinin değil, hükümetin de bir meselesi olmalı.

Her ne kadar Özel’e yapılan saldırı başta iktidar olmak üzere siyasetin tüm paydaşlarının tepkisine yol açmış olsa da, saldırının arka planında sert siyasi iklimin rolü büyük.

Bu nedenle siyasetçilerin dilini yumuşatması, toplumsal barışın yeniden tesisi edilmesi açısından da şarttır. 

Diğer yandan saldırının siyasi yönünün olup, olmadığı önemli olsa da, 2 evlat katilinin aramızda dolaşması hukuk sistemimizin tartışılması bakımından da ibretliktir!