Ayların sultanı , gönüllerin süruru şehr-i ramazan . Gelişin ne kadar hüzünlü idiyse gidişinde o kadar hüzünlü oldu . Gelişini ne kadar anlamadıysak gidişini de o kadar anlamadık .
Seni istediğin gibi karşılayamadık , gelenin senin gibi nazlı , alıngan ve ağır misafir olduğunun farkına varamadık . Belki seni başta gönüllerimizde , iç dünyamızda ve ruhumuzda gereği gibi ağırlayamadık , belki seni hanelerimizin baş köşesine oturtamadık , belki de bu yüzden aramızdan sessiz sedasız ayrılıyorsun . Belki seni bir fakirin yanında , bir muhtacın gönlünde , bir yetimin bir boynu büküğün duasında hissedemedik , belki gecenin karanlıklarında gözyaşını göremedik , belki hüngür hüngür ağladın da biz farkına varamadık .
Belki seni camilerimizde misafir edemedik , seninle cemaatle namazlarımızda buluşamadık , çoluk çocuk camilere doluşamadık , yüce kitabımızı kapıp camilere koşturamadık , kur’anlarımızı karşılıklı şakıyamadık , sana ilahilerimizde methiyeler düzemedik .
Belki bize getirdiğin bin yıldan daha değerli gece olan hediyeyi takdir edemedik , bu hediyenden dolayı sana teşekkür edemedik . Belki de alınışın bu yüzdendir . Belki de sana ikramda kusur ettik , belki de sadece midemizle değil elimizle , dilimizle , gözlerimizle , bütün azalarımızla da oruç tutmamızı istedin de beceremedik . Belki bir oruçluya iftar ettiremedik . Aramızdan ayrılışının sebebi bu mu ey şehr-i ramazan ? .
Hanelerimizde ve gönüllerimizde iken seni rahatsız mı ettik ? . Gıybet mi ettik , dedikodu mu yaptık , onu bunu mu çekiştirdik , zanda mı bulunduk ? Bütün bunlardan rahatsız oldun da ben burada barınamam mı diyorsun ya şehr-i ramazan ?
Nazlı ve alıngan bakışını görebiliyorum , bana burada yer yok der gibisin , ayağa kalkmışsın , kapıya yaklaşmışsın , eşikten adımını atıyorsun , soruyoruz sana ey şehr-i ramazan yine gelecek misin ? Dudak büküyorsun , gözlerin “ belki ” diyor .
Güle güle ey şehr-i ramazan , elveda ramazan , Rabbim senin gibi misafirle tekrar buluştursun …
Mehmet İSLAMOĞLU / 23/05/2020