Tartışma, TR Düşünce Kulübü’nün konuğu olan CHP eski belediye meclis üyesi Şahin Sevinç ile Dağ-Der Genel Başkanı İsmail Aydoğdu arasında yaşandı.
***
Şahin Sevinç, hemşeri derneklerinin amacının dışında işler yapmasını, çok sayıda mahalle ve köy derneğine bölünmesini eleştirerek, özetle, “Hemşeri dernekleri kapatılmalı, Dağ-Der diye bir dernek olmamalı” diyor.
Sevinç’in sözlerine, toplantıda bulunan Dağder Genel Başkanı İsmail Aydoğdu yanıt veriyor.
“Bursa’da Dağ-Der olmamalı demek, Bursa’da Bursalı olmamalı demek kadar anlamsız” diyerek sözlerine başlayan Aydoğdu, “Dağ yöresi 4 ilçeyi ve 99 köyü kapsıyor. Ana kültürümüz ise Bursa. Biz Bursalı dediğimiz için değil yüzyıllardır Bursa’da yaşadığımız için Bursalıyız. Evet dernekler gettolaşmaya dönüşmemeli ancak hemşeri dernekleri sosyolojik ihtiyaca yanıt veriyor. İnsanlar doğduğu yerde doymayınca göç ediyor. Göç ettiği yerde de kendi insanını görmek, kendi kültürünü yaşamak istiyor. Belki hemşeri dernekleri bu kadar bölünüp, sayıları çok olmamalı ama hemşeri dernekleri olmalı. Dağ-Der olmamalı sözlerinizi yadırgadım” şeklinde cevap veriyor.
***
Aydoğdu’nun Şahin Sevinç’e yönelik eleştirileri bununla da sınırlı kalmıyor.
Sevinç’in bozkurt işareti yapan birine zafer işaretiyle yanıt vermesi ve “Doğu, Güneydoğu halkları” ifadesine de tepki gösteriyor Aydoğdu.
***
Bu da Şahin Sevinç’in yanıtı:
“Sizin belleğinizde benimle ilgili bir şeyler yerleşmiş şekilde gelmişsiniz buraya. Ben tepki alacağımı bilerek, hemşeri derneklerinin bitmesi gerektiğini ve TR Düşünce Kulübü gibi platformların daha değerli olduğunu söyledim. Ben aşiret mensubu olmama rağmen, aşiretçiliğe ve feodalizme de karşıyım. Ancak Dağ-Der’in Bursa’nın ana unsuru olduğunu da söyledim. Hiç kimsenin Dağ’da yaşadığı için ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmemesi gerektiğini ifade ettim. Hemşeri dernekleri, mahalle ve köy derneklerine kadar bölünüyor. TR Düşünce Kulübü, kendi yağında kavrulduğu için siyasetçiler onlara baskı yapamıyor. Ancak hemşeri dernekleri siyasetin arka bahçesi olmuşlar. Bana bir tane, kültürünü entegre eden Doğu derneği gösterebilir misiniz? Keşke bozkurt işaretini yapan kişinin bana söylediklerini bilseydiniz. Onun bana söylediklerini bilmeden kamuoyu sadece benim zafer işareti yaptığımı konuşuyor. Zafer işareti Türkiye’de ve dünyada kullanılıyor ve ben bir anlam yüklemeden yapıyorum. Döner yaparken de zafer işareti yapabilirim.”
***
Efendim, ikili arasındaki tartışmanın özeti bu şekilde.
Yazarınızın yorumuna gelince…
Bendeniz de yıllarca birçok hemşeri derneğinin amacı dışında işler yaptığını, toplumu yönlendirecek kadar etki güçleri olmamasına rağmen siyasetçilere baskı oluşturduklarını, çeşitli taleplerle kamuya yük olduklarını eleştirdim.
Mesela bir hemşeri derneği başkanının, bir siyasi parti genel başkanına, “Benim Bursa’da şu kadar üyem var, partinizden milletvekili olmak istiyorum” sözlerine, “Madem o kadar gücün var, o zaman bağımsız aday ol” yanıtı, aradan yıllar geçmesine rağmen hala hafızalardaki yerini koruyor.
Ancak bu kentte sadece hemşeri dernekleri hemşericilik yapmıyor.
Siyasetçilerin de hemşericilik yaptığına tanık oluyoruz.
Mesela Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in mikro milliyetçilik yapması gibi.
***
Amacı dışına çıkmamaları kaydıyla, hemşeri dernekleri sosyolojik bir ihtiyaç, kültürel bir gereksinimdir.
Diplomatik bir dil kullanmayan Şahin Sevinç’in sözleri, maksadını aşmış belli ki.
Buna rağmen, hemşeri dernekleri konusunun gündeme gelmesini, bu kent için faydalı buluyorum.