Mustafa Özdal

Hafta sonu çeşnisi 

 

Malum vergi reformu gündemde.

Maddeleri henüz netleşmese de, sızan taslak paketin, çok gürültü koparacağı anlaşılıyor.

Çünkü ülkemizde vergi adaletsizliği yaşandığı konusunda genel bir kanaat var.

Nedim Türkmen’in yazısından bir alıntıyla devam edeyim:

-Devlete ait kuruluşlar, yabancı ortaklı şirketler, halka açık şirketler ve kurumsal olup kayıt dışına çıkma imkanı olmayan kuruluşlar, bunların sayısı 6 bin civarındadır. Kurumlar vergisinin neredeyse tamamını ödemektedirler. 

-Büyük mükellefler vergi dairesine bağlı olan toplam 800 mükellef, kurumlar vergisinin toplam yüzde 30-35’ini ödemektedirler.

-İstanbul, Ankara, Kocaeli ve İzmir şehirlerinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri, Türkiye’de ödenen kurumlar vergisinin yüzde 82-84’ünü ödemektedirler. 

-Vergi ödeyen yukarıda saydığım kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan yaklaşık 800 bin mükellefin yüzde 60’ı zarar beyan etmekte, yüzde 40’lık bölümü ise yanlarında çalıştırdıkları asgari ücretlinin bir yılda ödediği verginin bile altında kalan vergi ödemelerini sağlayan matrahlar beyan etmektedirler.

 

***

Verilerden de anlaşılacağı üzere, Türkiye’de 2 kesim vergisini ödüyor.

Kayıt dışında çıkma imkanı olmayan kurumlar vergisi mükellefleri…

Devletin, vergisini şak diye kestiği ve vergi kaçırma imkanı olmayan ücretliler...

Kurumlar ve ücretliler dışında kalan mükelleflerin yüzde 60’ı ya bilançolarını  zararda  gösteriyor ya da sembolik vergiler ödüyor.

 

***

 

Bu durumda ne yapılması gerekir?

Vergi oranını arttırmak mı yoksa vergi oranını düşürüp kayıt dışılığı en aza indirmek mi?

Hadiseye düz mantıkla baktığımızda, mevcut durumda vergi oranları yüksek olduğu için mükellefler vergi kaçırma yoluna gidiyor.

O halde vergi oranlarını düşürüp, sıkı bir denetimle daha fazla vergi tahsil edilemez mi?

Vergi oranlarını arttıracak bir düzenlemeye gidilmesinin, vergisini ödeyen mükellefleri cezalandırmak dışında başka bir etkisi olmayacaktır. 

 

***

 

2015 yılında dünya genelinde elektrikli araç satışı 400 bin civarında gerçekleşmiş.

2023’te 14 milyon adet elektrikli araç satılmış.

Bu tablo bize, fosil yakıtlı araçların yerini elektrikli araçların alacağını gösteriyor.

Zaten Avrupa, 2030 yılında dizel yakıtlı araçlarla vedalaşacak.

Bu durumda, yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum faydalanan ülkeler, ekonomik olarak da avantajlı duruma gelecekler. 

Bizde ise yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik kağıt üzerinde teşvikler olsa da uygulamada bürokratik engellerin olduğunu biliyoruz. 

Bu konuyu detaylı bir şekilde ele almak üzere, şimdilik virgül koyalım.

 

***

Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye’nin gri listeden çıktığını duyurdu.

Ancak yıllardır gri listede olan Türkiye ile ilgili söz konusu karar, beklenen etkiyi yaratmadı.

Döviz yatay seyrini sürdürdü, borsa coşmadı.

Yani, gri listeden çıkınca, yabancı sermayenin Türkiye’ye akacağına dair tez doğru değilmiş.

Aklıma Mahfi Eğilmez’in sıkça gündeme getirdiği “yapısal reformlar gerçekleşmeden, ekonomi düzelmez” tezini anımsadım.

 

***

 

31 Mart seçimlerinin ardından şunlar oldu:

-CHP Genel Başkan Özgür Özel, AK Parti ve liderine olan dilini yumuşattı.

-Yıllar sonra AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bir CHP liderini ziyaret etti.

-İYİ Parti’nin eski Genel Başkanı Meral Akşener, Külliye’de Erdoğan ile görüştü.

-MHP ile AK Parti arasında soğuk rüzgarlar esmeye başlarken, Erdoğan, MHP’ye alternatif yaratma eğilimine girdi.

Sonuç: 2002’den bu yana kutuplaşma üzerine inşa edilen siyasi paradigma değişiyor!

 

 

 

 

 


Hafta sonu çeşnisi

Malum vergi reformu gündemde. Maddeleri henüz netleşmese de, sızan taslak paketin, çok gürültü koparacağı anlaşılıyor. Çünkü ülkemizde vergi adaletsizliği yaşandığı konusunda genel bir kanaat var. Nedim Türkmen’in yazısından bir alıntıyla devam edeyim: -Devlete ait kuruluşlar, yabancı ortaklı şirketler, halka açık şirketler ve kurumsal olup kayıt dışına çıkma imkanı olmayan kuruluşlar, bunların sayısı 6 bin civarındadır. Kurumlar vergisinin neredeyse tamamını ödemektedirler. -Büyük mükellefler vergi dairesine bağlı olan toplam 800 mükellef, kurumlar vergisinin toplam yüzde 30-35’ini ödemektedirler. -İstanbul, Ankara, Kocaeli ve İzmir şehirlerinde bulunan kurumlar vergisi mükellefleri, Türkiye’de ödenen kurumlar vergisinin yüzde 82-84’ünü ödemektedirler. -Vergi ödeyen yukarıda saydığım kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan yaklaşık 800 bin mükellefin yüzde 60’ı zarar beyan etmekte, yüzde 40’lık bölümü ise yanlarında çalıştırdıkları asgari ücretlinin bir yılda ödediği verginin bile altında kalan vergi ödemelerini sağlayan matrahlar beyan etmektedirler.

29.06.2024 10:38:00