42.740 taraftarın takip ettiği mücadele de yeşil/beyazlılar kalesinde yine gol görmeyerek rekoru 720 dakikaya da çıkarmış oldular. Bu arada Bursaspor’un Ziraat Türkiye Kupası’nda oynadığı 2 maçta da kalesini gole kapattığını da belirtmekte fayda var.
Siz, neler düşünüyorsunuz bilmiyorum ama…
Bence bu sezon yeşil/beyazlı taraftarlar takımları ile birlikte sanki yeni bir “terapi” modeli keşfettiler.
Her iç saha maçında artan bu coşkunun başka bir izah tarzı da bence yok.
Taraftarların coşkusu ve ritmi yüksek olunca doğal olarak biz de Bursaspor’dan aynı ritmi bekliyoruz…
Belki BLD Kütahyaspor, önünde bu ritim çok yüksek olmadı ama futbolun doğruları ortaya çıkınca skor da kendiliğinden geldi.
Özellikle BLD Kütahyaspor’un oyunu çirkinleştirmeden ve hücum istekli görüntüsü oyun içinde güzel estantaneler yaşanmasına yol açtı.
Bursaspor’a ilk golü atan takım olmak hatta Bursaspor’u ilk yenen takım olmak sevdası onları mağlubiyete götürdü.
Yalnız 52.dakika da mücadele 1-0 devam ederken Eray Akar’ın 1 metre mesafeden boş kale yerine topu üstten auta atması da maçın kırılma anıydı.
“Bu top gol olsaydı maçın seyri nereye giderdi?” bu da ayrıca tartışma konusu olur…
Konuk takımın aklı o pozisyonda takılı kaldı ama…
Takımını bu maçta sırtlayan İlhan Depe ve arkadaşlarının ayakları sürekli arayış içindeydi…
Geçtiğimiz hafta topla ceza sahası içine kat etmedikleri için eleştirdiğim İlhan Depe ve Ahmet İlhan Özek, sanırım ne dediğimizi çok iyi anlamışlar!
İlhan’ın asist yaptığı ilk 2 gole baktığınız zaman ısrarla baskı yapmanın ve ceza sahasına doğru girmenin artılarını görebilirsiniz.
Sonuçta siz bu pozisyonları ya gole çevirirsiniz ya da asist yaparak gol yaptırırsınız…
Başka bir ihtimal de ise rakip sizi düşürmek zorunda kalır ve “penaltı” kazanırsınız.
Hem İlhan Depe’nin hem de Ahmet İlhan Özek’in sezon sonuna kadar rakiplerini tabiri caizse “ısırarak” bu performansla oynamaları gerekiyor.
Bu arada diğer takım arkadaşlarının da bu senkrona uymaları şart!
Hedefi “Şampiyonluk” olan takımın ritmi de her zaman yüksek olmalı.
Bu karşılaşmada en üzüldüğüm oyuncu ise Abdullah Tazgel, oldu.
Sezon başından beri müthiş bir performans ortaya koyan Abdullah Tazgel, 90+6.dakika da İlhan Depe’nin asistine çok güzel bir vuruş yaptı ancak top üst direkten geri geldi.
Bu pozisyonda maçın ne denli istendiğinin kanıtı olarak hafızalara kazındı.
Son sözümü yine köşe vuruşlarına ayırdım…
Silifke maçında 8 köşe vuruşundan faydalanamayan Bursaspor, bu maçta da 8 köşe vuruşu kullanmasına rağmen sonuç alamadı.
Sanırım bu detaya da biraz çalışmak gerekiyor…