İsrail mallarını boykot ediyoruz...
Evet, boykot... Alışkanlıklarımızı kırmak için.
Evet, boykot... Mazlum ve mağdur Müslümanlarla dayanışma için.
Evet, boykot... Kafirlerin ve zalimlerin güçlenmesini engellemek için.
Evet, boykot... Milli ve toplumsal birlik ve beraberlik için.
Dişlerimizden Gazze'de şehid olan masumların kanı damlayacağına bırakın sapsarı kalsın. (Misvak kullanabiliriz tabii)
Çamaşırlarımız bembeyaz parlayacağına bırakın, bombalanmış bir binanın enkazından çıkarılan masum yavrunun ten rengini andırsın.
Her gün içerek serinlenen damaklarınız coca cola tadı alacağına susuz kalan Gazze toprakları gibi çatlasın.
En küfürlü, en ahlaksız, en cinsiyetsiz filmleri Netflix'te seyredeceğine bırakın gözleriniz TRT tabii filmleri ile dinlensin.
Adidas marka ayakkabıyla hoplayıp zıplayacağınıza bırakın ayaklarınız vatan toprağının sertliğini hissetsin
"Hocam, adamlar yaptıkları zaman en iyisini yapıyorlar," fikrini bir tarafa bırakın ve elinizdekilerle idare edin. Bir vakit sonra daha iyisini yaparsınız.
Bu ithal fikirlerden topyekûn bıktıysak boykot, boykot, intikam(!) diye haykırabiliriz.
Biz Müslümanları, kendi ürettikleri markalara bağımlı kıldıktan sonra bizden kazandıkları paralarla tekrar Filistinli Müslümanlara bomba yağdıranlara karşı dimdik durma zamanı gelmedi mi?
Artık evimizdekileri ya da nefsimizdekileri terk edip harekete geçme zamanı gelmedi mi?
İsrail mallarının yayımlandığı broşüre baktım. Şükürler olsun öteden beri yıllardır birçok Yahudi malını kullanmadığımızı gördüm. Şükrettim. Evvelden bir kitapta okumustum. Coca Cola’nın bir ülkeye sokulmamasının bir savaş sebebi olacak kadar ciddi gerginliklere sebep olduğunu öğrenince ne kadar değerli veya anlamlı bir içecek olduğunu anlamıştım.
Yapacağımız şey gayet basit. İrade gösterip boykot yapmak intikam alırcasına. İsrail kökenli Migros'tan, Macdonald'dan bir şeyler alırken uzattığımız paranın bir silahın kurşunu ya da bir savaş uçağının 750 kg'lık bombası olacağını düşünebilmek.
Müslüman kardeşlerimizin hayat hakkını, bizim ödediklerimizle yok eden zalimlere karşı... intikam intikam boykot...
Kahrolsun İsrail! Kahrolsun İsrail? diye bağırdık, mitingler yaptık senelerce; toplantılar, yürüyüşler, tertipledik, afişler dağıttık günlerce... Değişen bir şey olmadı, olmuyor diyenlere iki çift sözümdür bu....
İşte şimdi değiştirme vakti. Nefsimizden başlayarak, yakın çevremizdekileri uyararak Yahudi mallarını almamaya teşvik etmek gerekiyor. Bakkallarda, marketlerde, alışveriş merkezlerinde onların malları iade üstüne iade yapılması lazım. Bunları satan marketlerin sahipleri de itibar kaybetmediler.
Ufak bir boykotla malların fiyatlarının nasıl düştüğünü hep beraber görüyoruz. Onlar ürettikleri malları bir şekilde satmak için fiyatlarını düşürüyorlar. Milletimizin onurlu duruşu, fiyat düşürmek, ekonomik fırsat oluşturmak için olmadığını ispatlamak zorundayız.
Onların ticaretine baltayı vurduğumuz zaman, biz mahrum olurken onlar da bizim Müslüman kardeşlerimize bomba atamayacak kurşun sıkamayacak.
Zihinlerimizin böyle konularda işgal altından kurtulması için büyük bir boykot...
Gençler İsrail mallarının listesini gördüklerinde "Oohoo biz hiçbir şey üretmiyormuşuz. Bütün mallar zaten İsrail'inmiş. Boykot eder almazsak o zaman nasıl yaşayacağız diye bir bahaneye tekrar sarılacaklar.
Boykot sarsıcı bir eylemdir. Herkesi sarsar. Vazgeçirmek için etkili yöntemlerden biridir. Müslümanları desteklemek kafirleri durdurmak için uzun soluklu, yorucu ve dikkatli bir boykot.
Belki böylece yerli üretimin ne kadar da güzel olduğunu, ne kadar işimizi görebildiğini fark etmiş olacağız. Kendi varlığına kör; yabancı olana aşina bir nesli uyandırmak için etkileyici bir boykot... Hadi kolay gelsin...