MAHMUT MACİT

KALBİNDEN ÖPÜYORUM...

Mazlumun, kimsesizin, Mümin kardeşinin sancısını içinde çekemeyenlerin kardeşliği defoludur, yüreğini sızlatamazlar, yüreğini sızlatamayan merhamet kutbunda yer alamaz, içindeki adaleti ayağa kaldıramaz. Hiç kullanmadıkları vicdanları paslıdır, bunlar  masmavi gökyüzüne şüpheyle bakıp enaniyyetten öteye geçemeyenlerdir

  Dillerinde oyun şarkıları, kalplerinde umutları ve özgürlük günleri var. Yürekleri gökyüzü kadar geniş, gözleri ceylan masumiyetli, gönülleri arı ve dupduru, şehrin kenarlarında, dışlanan, unutulan, aşağılanan, kurşunlanan kimsesiz, arkasız, sahipsiz, göçmen, üşümüş yaralı ellerini göremeyenlerin, yüreğindeki yarayı görmesini umut eden çocuklar…

    Seni kalbinden öpen nice kardeşlerin var yavrucuğum, çilen çilemiz, hasretin hasretimiz, ve acıların acılarımız, sakın unutma, birbirimize feda edebileceğimiz yüreğimiz var, ellerimiz, avuçlarımız dolusu dualarımız var. Zalimler, yaptıklarından Allah'ın habersiz olduğunu sanırlar, yer ve gökler arasında hiçbir şey gizli kalmaz,"Vallahu azizun zuntikam" gününe hayran yüreklerimiz…

    Sen türkünü söyle mazlum yavrucuğum, yayılıp gitsin dünyanın sokaklarına ve her gönle düşsün acın, bir sayha misali çınlasın insanlığını unutmamış yüreklerde…

    Elbet bir gün ekeceğiz, insanlığın kalbine  sevgi çiçeğini, merhameti, adaleti ve özgürlüğü, masum yavrucuğum, gözyaşların elbet temizleyecek çamurlanmış yürekleri, nehir olup akacak özgürlük vadilerine, sevgiden güller dereceksin, o gün "bi eyyi zenbin gutilet" hesabına cevap verecek kardeşlerinin katilleri…

    Beklenen hakikat güneşi doğacak, zulmeti aydınlatıp, tüm çocukların dudaklarında tebessüm ışıklarını yakacak. O gün kimse çiçekleri çiğnemeyecek, hiçbir fidan kırılmayacak. Tertemiz topraklarda yeşerecek umutların, senin masumiyetin hatırına dönecek dünya.

   Sen umudun beklenen İsa’sı, Firavunun korkulu rüyası, kardeşlerinin affedicisi Yusuf’sun, çığlıkların ve gözyaşların yeşertecek insanlığın umudunu, zulümlerin boğduğu bu alçak dünyada, adalet ve hakikat meşalesini taşıyarak zalimlerin evrensel zulümlerini, özgürlük masallarını ve tüm karanlıkların gecesini tüketeceksin, hüzünlü yüzler tebessüme kavuşacak seninle…

    En güçlü Ubudiyet ile Uluhiyete olan yakarışımız sürüyor, gecelerin niyazları fecre değin çınlatıyor arş-ı alayı. Gözyaşlarının suladığı yardım ve dualarımızı ulaştırmaya yorulmadan devam edeceğiz günahsız yavrucuğum.

    Rahmet durmaksızın yağıyor, sular yükseliyor, gemi elbet gelecek, seni ve tüm çocukları kurtaracak, tüm güzellikleri yeniden yaşayacaksın, sevginin, merhametin, kardeşliğin olduğu yepyeni hayat bekliyor seni.  Elbet boğulacak zalimler kendi zulüm deryalarında.

    Çalınan çocukluğun  seni usandırmasın, sakın ezgini söylemekten geri durma, çınlasın türkün, merhametli kalplerde, tüm dünyayı kuşatsın, tüm masumiyetinle yürüyüşüne devam et, sen gülmedikçe kahkahalar bize haram olsun. "Hangi suçtan dolayı katledildin"... suali yakındır. Mutluluk her şeyden önce çocukların olsun, ezilen horlanan, sömürülen, sahipsizce savrulan, ölüme terkedilen çocukların hepsinin hesabını biz soramadık… Rabbim sorsun.

    Sen utanma sakın yavrucuğum, bırak dünya hayasızlığına kansın, utanç duymayan kalplerin hesabı ahirete kalsın, ben seni kalbinden öpüyorum...Sabret yavrucuğum elbet çağın Nemrut’una bir İbrahim hazırlanmaktadır.

   ‘Bir minik kız çocuğu, bir minik kuş yüreği, ölümün kucağında üşür üşür elleri…’ Hayatta herkes bir şey için doğmuştur. Haydi bir şeyler yap, şimdi vakit, geç olmadan mazlum çocukların ellerinden tutma vaktidir.

    


KALBİNDEN ÖPÜYORUM...

Mazlumun, kimsesizin, Mümin kardeşinin sancısını içinde çekemeyenlerin kardeşliği defoludur, yüreğini sızlatamazlar, yüreğini sızlatamayan merhamet kutbunda yer alamaz, içindeki adaleti ayağa kaldıramaz. Hiç kullanmadıkları vicdanları paslıdır, bunlar  masmavi gökyüzüne şüpheyle bakıp enaniyyetten öteye geçemeyenlerdir.

27.01.2022 15:21:00