AHMET TAŞTAN

“KENDİ TERCİHİDİR” TUZAĞI


Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız önemli bir konudur bu. Giyim kuşamdan tutun da hayatın her alanında çoğunlukla toplumdan aşırı farklı tavır geliştirenler için kullanılır: “Kendi tercihidir, karışamayız.” 
İnsan doğuştan her şeyi bilemez. Gelişme çağında ailesinden ve çevresinden ya da okuldan çok şeyler öğrenir hayata dair. Öğrenirken kimden, neyi, nasıl öğrendiği de tercihlerini belirlemede büyük etkisi vardır.  İnsan karar verirken işte bu temeller üzerinde önce  düşüncesini, duygularını sonra da davranışlarını biçimlendirir. 
Aslında çok uzatıp da sizi yormak istemiyorum. Bir örnek olsun diye şöyle diyelim. 
Bir genç kızımız “başını açmayı” diğer genç kızımız da “başını kapamayı” tercih etmiş olsun.  Bu iki farklı durum aynı kıymette midir yani aynı değeri mi taşır? 
Bana göre, hayır... Neden? Çünkü yapılan işin mahiyeti yani tercihin içeriği daha baştan farklı kaynak/sebep üzerinden gelişmiştir. 
Başörtüsü takmak istemeyen biri “nefsinin arzularına” tabi olarak böyle davrandığını hepimiz biliriz. Ancak başörtüsünü tercih eden kişi de “Allah’ın emrini” yerine getirdiğini bilir. 
Tartışmak istediğimiz nokta bu. Tercihin biri beşeri kaynaklı diğeri de ilahî kaynaklıdır. Bu iki başlangıç noktasını basite almamalıyız. Ama kendi tercihleri... Ama herkes kendinden sorumlu... Ama herkes kendi hesabını kendisi verecek... vb. Birçok haklı gibi görünen cümleler ardı ardına  zikredilebilir. Zaten buna itirazım yok, zaten savunma kalkanı bunlar.  
Bir örnekle pekiştirebiliriz.  Masanın üzerinde iki kapalı kutu var olduğunu düşünün. Buyurun seçin diyoruz iki gence, özgür iradenizle. Her iki genç de herhangi bir baskıya maruz kalmadan, yönlendirme olmadan, çok sıradan bir tavırla seçim yapıyorlar. Buraya kadar herkes için her şey normal...  
Meraklı insanlarız ya... Kutular açılıyor biri bomboş, diğerinde ise mücevherler.... Acaba tercih yapanların psikolojileri farklılaşır mı? İçinde “mücevher bulunan kutuyu” tercih eden sevinirken “boş kutuyu” tercih eden üzülmez mi? 
Bu tercihler yapılırken orada olanlar acaba her ikisine neler söylerler... “Ne üzüleceksin ya, boş ver, bu senin kendi tercihindir, önemli olan hür iradende tercih etmekti” deseler, o kutuyu seçeni ne kadar teselli edebilir, ne kadar rahatlatabilir bu kelimeler?  
Konuya denelim...Biri Allah’ın emri olan tesettürü tercih ederken diğeri modern çağın öngördüğü kıyafeti giyiyorsa her ikisini “kendi tercihi” kelimesi ile eşitleyemeyiz. Bu büyük bir haksızlık ve adaletsizlik  ve kandırmaca olur. 
“Ama herkes kendi yaptığından sorumludur...” Bunu tabii ki kabul ediyoruz, etmeliyiz de. Allah (cc) kitabını da öyle söylüyor: “Kişiye çalıştığının karşılığı vardır.” dediği gibi “herkes kendi yaptığından sorumludur, kimse kimsenin günahını çekemez.” 
Lakin bir “tercih etme” olayından önceki bilgilenme süreci de önemli değil midir? “Örtünme/tesettür” mevcut durumdan bir adım öteye geçmektir ki hem Allah’ın emridir Hem de ahirette verilecek hesaba göre davranmaya yönelmektir. 
Kur’an-ı Kerim’deki bir ayette “ahiretteki hesap gününde, “aldatılmış olanlar” kendilerini “aldatanları” suçlayacaklar ve bizim tattığımız azabın iki mislini onlara tattır” diyecekler. 
Dolayısıyla böylece tercihlerinin sonucunda ne ile karşılaşacağını bilmesi insanların tercihlerini etkiler. Gerekli bilgi verildikten sonra “hadi şimdi seç,  hadi yap tercihini bakalım” deniliyor mu? 
Çok açık ve net söyleyeyim ki bu bir tercih savaşıdır? Kendi saflarına bir adam kazanma mücadelesidir. Ordularının sayısını artırma gayretidir. Birileri şeytanın binbir türlü aldatmasıyla bir tercih sunarken diğeri de ebedi ve kalıcı mutluluğa kavuşmanın tercihini sunmaktadır. 
Başına kapatıp, tesettürü seçen bir genç kız, yaptığı işin mahiyetini bilmeden, başı açık gezen kızlarla  “tercih düzleminde” aynı şeyi yaptığını kabul ediyorsa ancak cahilliğindendir. 
Sıcak havalarda saçının telini göstermekten imtina edenle mahremine dikkat etmeden her türlü  kıyafeti giyen mana itibariyle aynı yerde olmamalıdır. 
Bu değeri bize İslamiyet vermektedir. Müslüman olanlar, özgür iradeleri ile tercih ettikleri şey: “Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Hz. Muhammed onun kulu ve resulüdür” cümlesine kalben inanarak dil ile ikrar ettiği imandır. 
“Bu memlekette özgürlük var, demokrasi var... Herkes dilediği tercih yapar...” gibi insanları günaha ve sapıklığa yönelten cümlelere karnımız toktur. Bu memlekette başı açık günahkar ve başı kapalı günahlardan sakınmak isteyen Müslümanlar var ve Müslümanlar Allah’a teslim olan insanlardır.


“KENDİ TERCİHİDİR” TUZAĞI

Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız önemli bir konudur bu. Giyim kuşamdan tutun da hayatın her alanında çoğunlukla toplumdan aşırı farklı tavır geliştirenler için kullanılır: “Kendi tercihidir, karışamayız.”

16.07.2022 14:36:00