KÖTÜLÜĞE YOL VERENLER
Bir eylem karşısında insanlar üç gruba ayrılır. “Eylem” dediğimiz zaman genel bir ifade kullanmış oluyoruz; yani yapılanlar iyi şeyler de olabilir kötü şeyler de olabilir.
Kur’an-ı Kerim bu konuda bize örnekler sunmaktadır. Mesela deniz kıyısında yaşayan bir Yahudi kavmi’nin cumartesi balık tutma yasağı olayını okuduğumuzda bu üç çeşit insanı çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. İşte ayetler:
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“İçinizden cumartesi yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz. Bu sebeple onlara "aşağılık maymunlar olun!" demiştik. Bunu yaptık ki, hem orada olanlar ve olmayanlar için caydırıcı bir ceza, hem de sakınanlar için bir öğüt olsun.” (Bakara 2/65–66)
Davûd (a.s.) zamanında sahil kenti olan Eyle'de Yahûdiler yaşardı. Yılın bir ayında her taraftan oraya balıklar akın eder, neredeyse su görünmez olurdu. O ayın dışında ise sadece cumartesi günleri balık gelirdi. Derken deniz kenarında havuzlar kazıp arklar açtılar. Cumartesi havuzlar balıkla dolar, pazar günü avlar güya yasağı çiğnememiş olurlar ama yine de cezalandırılacaklarından korka korka balıklardan yararlanırlardı.
Bir bölük mücadeleyi sürdürdü. “Aralarından bir (başka) bölük şöyle diyordu: "Allah'ın yok edeceği veya şiddetli azaba uğratacağı bir topluma niçin öğüt veriyorsunuz?" Öğüt verenlerin buna cevabı şöyle olmuştu: "Bu, Rabbinize, hiç değilse bir özür beyan edebilmemiz içindir, belki Allah'a karşı gelmekten sakınırlar.” (A’raf 7/165-166)
Buna benzer başka ayetler de var ama bu yeter. Buradan günlük hayatımıza bir bakmak istiyorum.
Bir yanlışı, bir hatayı ya da bir günahı gidermeye kalktığınız zaman size akıl verenler, yol yordam gösterenler, önünüzü kesiverirler.
Size zarar gelsin istemediklerini, öbürlerinin zalimler olduğunu ve kötülük yapmaktan geri durmayacaklarını, ayrıca zaten onların ıslah da olmayacaklarını binbir çeşit kelime ile anlatır dururlar. Halbuki kötülüğe engel olacak iyi ve salih insanlara karşı yaptıkları bu dil sihirbazlığını, kötülüğü yapanlara yöneltmiş olsalardı belki de kötülük kalkacaktı toplum arasından.
Sanırım onlar da kolay ve tehlikesiz yolu izlemiş oluyorlar böylece. İyi insanlar, güzel insanlar nasihatten daha çabuk etkilenirler ve kendi başlarına bir zarar gelmeyeceğini içgüdüsel bilmektedirler sanırım.
Şimdi herkes kendini kontrol etsin diye size emrü ferman edecek değilim ama akıllı adam anlar. Acaba kötülüğü engelleme noktasında nerede duruyoruz, yoklamasını içeren bir muhasebe hissiyatını yaşayacaktır. Peşinen kötülükleri yapan insanlar olmadığınızı söylemiş oluyorum.
Toplumu ifsat edecek bir kötülüğü icra edecek cesarette olan günahkarlar kadar, cahiller kadar; iyi insanların da cesaretli olması gerekir. Belki burada cesaret kelimesini ortaya koymadan “benim özgürlüğüm” “benim arzularım”, “benim zevkim, benim keyfim” gibi bir takım değişik kelimelerle meseleyi tarif etseler de toplumsal tepkiyi göze almaları sebebiyle cesur davranışlar sergiledikleri kabul edilse yanlış olmaz.
İyilik yapan insanlar, hem kendilerini hem de başka insanları hatta kötülük yapanları bile fark etmedikleri bir cezadan/beladan kurtarmak için cesur olmalılar. Kötülüğü engellemek için ortaya konulacak cesaret, savaş meydanlarında canını vatan uğruna feda etmiş kahramanlar kadar değerli olduğunu bilmek lazım.
Yasin suresinde toplumu imana davet eden iki müslümanı desteklemek için koşarak kentin öbür ucundan gelip kendi kavmine: "Neden bu insanları dinlemiyorsunuz?" diye uyarıda bulunduğunda kavmi o adamı taşlayıp öldürmüştü. Rabbimiz de ona: "Cennete gir" dediğinde o zat da: "Keşke kavmim de bunu bilseydi" ifadesini ilahi kelamdan öğrenmiş oluyoruz.
Cahil cesareti demiyorum yapılması gereken işe, hikmetli bir davranış ama kararlı, ama cesurca, ama yiğitçe. Bunun sonunda toplum tarafından yalnız bırakılma, ötekileştirme, alay edilme gibi bir takım mahalle baskısına muhatap da olabilirsiniz. Ve tam da bu noktada kendilerini peygamberlerin psikolojik halleri ile örtüşen halde hissedersiniz kendinizi.
Zaten Peygamber Efendimiz (sav): "İnsanlar içinde belalara en çok uğrayanlar peygamberlerdir; sonra salih insanlardır; sonra da iyi insanlardır" deyip iyiliğin karşılığını ne olduğunu söylemiştir.
Hatta yüreğimi yakan çok önemli bir hadis-i şerif daha vardır. Bir sahabe gelip : "Ya Resulallah, ben seni çok seviyorum" dediğinde. Peygamber Efendimiz (sav): "Öyleyse belalara hazır ol" demiştir. Kuru sevgi iddiası ancak belalara sınavlarından sabırla geçildikten sonra kabul edilir bir hale dönüşür.
Kötülük yapan biri değilsiniz ama kötülüğe engel olmak isteyenlere engel olmak isteyen biri misiniz? Davranışlarınızı kontrol ederek adınızı siz verin.