AHMET TAŞTAN

Bugün İnegöl'ün düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü. 11 Eylül ise Bursa'nın kurtuluşu... Kurtuluş kelimesi üzerine düşünmek ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. 


Aslında düşman işgalinden kurtuluş hepimizin çok çabuk algıladığı tarihi bir olaydır. "Memleketim" dediğimiz ana bağrı gibi insanı sarıp sarmalayan vatan toprağının iğrenç işgalcilerin ayakları altında çiğnenmesi... Hak hukuk tanımadan namus-şeref-izzet gözetmeden insanların haysiyetten mahrum bırakılması tam bir işgal tarifidir. Düşmanın düşmanlık yapması gayet tabiidir. Zor ve anlaşılmaz olan ise hainliktir.  Şahsî çıkarlarını, düşmanın kendisine peşkeş çekeceği menfaatle birleştiren, kafası ve gönlü kiralanmış hain tipler işgalin öncü ve gizli güçleridir. 


Kurtuluş Savaşının olduğu yıllarda düşman apaçık belliydi. O günlerde bir avuç şımarık Yunan askeri Anadolu'ya geçmiş, arkasından esen rüzgarla haddi olmayan işlere kalkışmış. Yakıp yıkmış ve masum insanları perişan etmiş.  


Tüm bu yapılanları kabul edememiş vatanseverler bir uyanışa ve bir direnişe kalkışmış. Fethettiği topraklarda hak-adalet kavramlarını gönüllere inşa etmiş Müslüman Türk milleti, şimdi "Ben ezelden beridir, hür yaşadım, hür yaşarım" diyen Osmanlı bakiyesi bir  millet, çılgınca bir hareketle  esir edilmeye çalışılmıştır. Tabii bunun olması mümkün değildi. Bir vicdan ayağa kalkacak ve hakkı olanı kimseye kaptırmayacaktı. 


Tarihi süreç çerçevesinde Kurtuluş kelimesi, işgalci güçleri topraklarından kovmak, pis ayaklarıyla ve necis, kanlarıyla kirletmeye çalıştığı binlerce kefensizin yattığı bu toprağa gömmekti.


Fakat "kurtuluş" kelimesinin çok daha derin ve geniş anlamlı olduğunu düşünüyorum. "Cennete girmek hakiki kurtuluştur." Aslında söylemek istediğim sadece bu. Dünyanın tasasından, derdinden kurtulup özgür bir hayat  yaşamaktır cennette olmak. Sınırlandırılmış dünya hayatından, sınırları sonsuzluğa uzanan özgür bir hayata uçmak. 
Bu zaviyeden baktığınızda Cennet gibi bir vatanda, özgürce yaşamak tam bir kurtuluş müjdesi olur. Düşman işgalinden kurtardığımız şehirlerimizin böyle kıymetli günlerinde bu tür düşünceleri pekiştirmek gerekir. 


Kurtuluş günlerine kavuşmak için canlarını feda eden ve bu uğurda şehit olan nice vatan evladını cennet bahçelerinde düşünmek bizi tarifsiz bir heyecana sürüklemeli. Ve gün gelir de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet yüzünden milletin hak ve hukuku düşman bildiklerimizin iki dudağı arasına kalırsa, vatan uğrunda, din, namus uğrunda feda-yı can edip, gerçek kurtuluş için, şehit olmayı göze alabilmeliyiz.


Bir milletin İstiklal mücadelesi asla bitmez. Her dönemde emperyalist güçler kendi çıkarları doğrultusunda başka milletleri köleleştirmek isteyeceklerdir. Bunun da güce dayanan kısmı işgal ile olacaktır. 


"Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal" dizesinde ifade edildiği gibi bağımsızlığımızın en büyük temeli Hakk'a ihlâslı bir şekilde ibadet edebilmektir. 
Şehirlerimizin düşman işgalinden kurtuluşundan; bizim de şeytanın ve nefsin, vesvesesinden, tembelliğinden, ebedi kurtuluşlara kavuşmak dileğiyle...


KURTULUŞ GÜNLERİ

Bugün İnegöl'ün düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü. 11 Eylül ise Bursa'nın kurtuluşu... Kurtuluş kelimesi üzerine düşünmek ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. 

6.09.2020 11:38:00