Burkay, İMSİAD Başkanı Şeref Demir’e, “Kentsel dönüşüm yapmama kararı almışsın ama yapmalısın” dedi.
Daha sonra Şeref Demir’in kentsel dönüşüm ve depremle ilgili çarpıcı bir konuşma yaptığını öğrendim ve BTSO basın bürosundan Demir’in konuşmasının olduğu videoyu rica ettim.
***
Gerçekten son derece önemli şeyler söylemiş Demir.
Deprem ve kentsel dönüşüm gibi hayati bir konuyu gündemde tutmak için bugünkü yazımda Şeref Demir’in söylediklerine yer vereceğim.
Nitekim yazımda, bir inşaat şirketi sahibinin hem isyanını hem de yaklaşan depremle ilgili ürkütücü olasılıkları okuyacaksınız.
***
Demir, önce deprem senaryosuna değindi:
“Yer bilimcilerle yaptığım istişarelerde, depremin ayak seslerinin duyulduğunu öğrendim. Acil bir çözüm olmadığı taktirde, telafisi mümkün olmayan bir durum ortaya çıkacak ve çok fazla can kaybı olacak. Deprem olursa, devletin beka sorunu olabilir. Yer bilimcilere, bu durumu neden kamuoyuna açıklamadıklarını sordum. Açıklarsak kaos olur dediler. Çok kısa süre içinde Marmara’da deprem bekliyorlar. 6 ile 7 milyon arasında riskli yapı var depremden etkilenecek bölgede. Bursa’da ise 600 bine yakın riskli yapı söz konusu. Vatandaşın can güvenliğini, mal güvenliğinden önce tutması gerekir. Ancak maalesef vatandaş, ekonomik ömrünü tamamlamış dairesinin dönüşümünde, aynı metrekarede daire isterken, bunun karşılığında hiç para vermek istemiyor, hatta üzerine para istiyor. Kamunun sınırsız kaynakları olsa, olabilir. Burada olması gereken, nasıl ki eski arabanızı yenilerken, üstüne para veriyorsunuz, konutunuzu yenilerken de aynı şeyi yapmanız gerekir. Devlet de durumu iyi olmayan vatandaşa destek vermeli. Ama dar gelirli vatandaş da 3+1 daire yerine 2+1 daireyi kabul edip, fedakarlık yapmalı. Ancak bu olmuyor”.
***
Demir’i BTSO Meclisi’nde dinleyenlerin de huzurunu kaçıracak, şu sözlerin altını kalın şekilde çiziyorum:
“Oturduğumuz konutların sağlam olması, güvende olduğumuz anlamına gelmiyor. Depremde bizim nerede olacağımız belli değil, eşiniz deprem anında misafirliğe gitmiş olabilir. Fabrikalarınız yıkılmasa bile, üretim yapacak personel bulamayacaksınız. Ya da eviniz yıkılmasa bile yıkıntılar arasındaki bir blok, hiçbir şey ifade etmez. Dolayısıyla hepimizin güvende olması için riskli yapıları biran önce dönüştürmemiz gerekiyor.”
***
Aynı zamanda bir inşaat şirketinin sahibi de olan İMSİAD Başkanı Şeref Demir, 1050 Konutlar kentsel dönüşüm projesiyle ilgili, belki de ilk kez duyacağınız şeyler söyledi:
“1050 Konutlar’da 5 bin 500 daire dönüşüyor. Bu bölgedeki kat malikleriyle yapılan 48 toplantıya katıldım. 6 Şubat depreminden birkaç ay sonra kat malikleri, ‘kentsel dönüşümü nasıl yaparsanız yapın, ama artık yapın’ noktasındayken, 4,5 ay geçtikten sonra helikopter pisti talep edecek kadar, uçuk, kaçık isteklerde bulunma noktasına geldiler. Tabii bu istekleri yerine getirmemiz mümkün değil.”
***
Şeref Demir’in final cümleleri de bir sitem, hatta isyan kokuyor:
“Şu endişeyi de taşmıyor değilim. Ben bunları dile getirdiğim zaman, sanki kendi firmama iş istiyor gibi algı oluşuyor. Biz firma olarak, kentsel dönüşüm yapmayacağız bundan böyle. Bugüne kadar 5 bin 500 dairelik kentsel dönüşüm projesi yaptık ve her dönüşümden sonra, rantsal dönüşümcü yaftası yedik. Kentsel dönüşüm yaptığımız zaman rantsal dönüşüm oluyor, yapmadığımız zaman da vahim bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. O halde hiçbir çıkar gözetmeden, bugüne kadarki birikimlerimizi sosyal fayda olarak kullanmaya hazırız.”
***
Demir son olarak konut sektöründeki tehlikeye işaret etti:
“Deprem kadar vahim bir tabloyla karşı karşıyayız konut sektöründe. Türkiye’de her yıl 900 bin ile 1 milyon 100 bin arasında konut yapılması gerekirken, bugün 400 bin ile 450 bin arası konut inşa ediliyor. Bursa özelinde ise her yıl 25, 30 bin kadar göç alan ve nüfusu artan bir kentte, kentsel dönüşüm projeleriyle yeni konutlar üretmemiz gerekir.”
***
Efendim Şeref Demir, hem inşaat sektörünü temsil eden bir sivil toplum örgütünün başkanı, hem de bugüne kadar binlerce konut üretmiş bir şirketin sahibi.
Konuşmasının her bir satırında, ibretlik ifadeler var.
***
Yazarınızın yorumuna gelince…
Evet gerçekten de Marmara depremi devletin beka sorununa dönüşebilir.
Çünkü İstanbul, Kocaeli, Bursa demek Türkiye demek…
Hem barındırdığı nüfus, hem Türkiye’yi doyuran ve dünyanın dört bir yanına ihracat yapan sanayi tesisleri nedeniyle Marmara’da meydana gelecek yıkıcı bir deprem ne 99 Gölcük, ne 6 Şubat Maraş depremlerinin yaratacağı tahribatla kıyaslanabilir.
Şeref Demir’in, uzmanlara dayandırdığı ifadesiyle Marmara’da meydana gelecek deprem, bir milli güvenlik sorununa yol açabilir.
O halde depremi, savaş tehdidi gibi görüp, radikal önlemler almak dışında başka bir seçenek olmamalı.
Sıkı para politikasının son aylarına geldiğimiz şu günlerde, gerekirse birkaç yıl, kaynaklarımızın önemli bir bölümünü konutlarımızı, sanayi tesislerimizi, okullarımızı ve kamu binalarımızı dönüştürmek için seferber edelim.
Kentsel dönüşüm projesine helikopter pisti isteyecek kadar işin ciddiyetinin farkında olmayan vatandaş da fedakarlık yapmalı.
Geçimini sağlamakta zorlanan vatandaşlar dışında tüm riskli konut sahipleri, evlerini yenilemek için imkanlarını zorlamalı.
Bunun için rıza aranmadan, yeni bir yasa çıkarılmalı ve gerekirse kentsel dönüşümler cebren yapılmalı.
Nitekim eğer bugün radikal tedbirler alınmazsa, depremin altında sadece insanlar değil, devletimiz de kalabilir!