Mukallibel Kulub'un bir anlamı bu ise de diğer anlamı da olayları "ters yüz eden, sizin tahmin edemeyeceğiz şekle çeviren" demektir.
Rabbimiz sevdiği ve kendi rızası için çalışan kullarına her zaman " Hiç beklemediği bir yerden çıkış kapısı açar".
Burada Tayyip Erdoğan'ın başından geçen ve Rabbimizin "Mukallibel Kulub"(Olayları tersine çeviren) sıfatının nasıl tecelli ettiğinden örnekler vermek istiyorum.
ÖRNEK 1: CUHURİYET MİTİNGLERİ: Erdoğan'a karşı düzenlenen ve O'nu devirmek amacıyla yapılan mitinglerdir. Mitinglerin ilki 14 Nisan 2007'de, Cumhurbaşkanlığı seçiminden iki hafta önce Ankara'da yapıldı. İkinci miting 29 Nisan'da İstanbul Çağlayan meydanında oldu. Üçüncü ve dördüncü mitingler 5 Mayıs'ta Manisa ve Çanakkale'de yapıldı. Beşinci ve son miting ise 13 Mayıs'ta İzmir'de yapıldı.
Herkesin karamsarlığa düştüğü ancak Rabbimizin Mukallibel Kulub sıfatıyla bu mitingler hiç bir işe yaramadı ve Erdoğan daha da güçlendi.
ÖRNEK 2: GEZİ PARKI OLAYLARI: 28 Mayıs 2013 tarihinde, ilk olarak İstanbul'daki Taksim Gezi Parkı için hazırlanan kentsel gelişim planına karşı çıkmak amacıyla düzenlenen, daha sonrasında "Arkadaş! Mesele ağaç meselesi değil hala anlamadın mı?" Denilerek Erdoğan'a yönetimine karşı toplumsal bir harekete dönüştürülmeye çalışılan bir hareketti.
Bu hareket çok ciddiydi ve yine hareket Rabbimizin Mukallibel Kulub sıfatıyla " Gezi Zekâlıların" yenilgisiyle sonuçlandı.
ÖRNEK 3.17-25 ARALIK YARGI DARBESİ: Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) devleti zor duruma düşürmek ve hükümete birçok koldan darbe vurmak için 17-25 Aralık yargısal darbe teşebbüsünde bulundu.
Terör örgütü elebaşı Fetullah HO- CİA' nın talimat alan örgüt üyeleri, 17-25 Aralık 2013'te karanlık operasyonlarını uygulamaya başladı.
Bu uygulama çok sancılıydı ve birçok yetkili adeta "bu iş bu kadar" demeye bile başladı.
Ancak bu uygulama da Rabbimizin Mukallibel Kulub sıfatıyla tarihin çöplüğüne gömüldü.
ÖRNEK 4: 15 Temmuz Darbe kalkışması gerçekten bu olayların en büyüğü idi. Bu darbe hevesi Cumhurbaşkanımızın dirayeti, halkımızın cesareti ve Rabbimizin Mukallibel Kulub sıfatıyla yapanların kursağında kaldı.
Ancak her zaman Bedir ve Mekke Zaferi olmayabiliyor. Eğer " Okçular, komutanı dinlemeyip Tepeyi terk ederse bazen Uhud acısı da yaşanabilir.
Nitekim 31 Mart'ta öyle oldu.
-Altılı masanın dağıldığı,
-En büyük ortak olan Meral'in desteğini çektiği,
-CHP Tarihinde en yetersiz bir Genel Başkan döneminin yaşandığı ( Kendi yazarlarının ifadesi),
-Muhalefetin hiç bir proje üretemediği,
-CHP de Eski Genel Başkan ile yeni Genel Başkan taraftarlarının birbirinin kuyusunu kazmaya çalıştığı bir zamanda herkes Ak Parti'nin tulum çıkaracağını tahmin ederken tersi oldu.
Sebep:
-Sadece " Emekliler" değildi.
-Ak parti içinde ki samimi olmayan insanların gayret göstermemesi.
-Aday olamayanların soluğu başka partilerde alması.
-Birçok eski bakan, eski milletvekilleri, eski idarecilerin sahaya inmemeleri,
-Aynı kökten gelenlerin birbirlerine kazandırmamak için ellerinden geleni yapmaları v.s.
Peki, Şimdi Ne Yapmalı:
-Sünnetüllaha uyarak tekrar samimi ve Allah rızası için gayret gösterilmeli,
-Lira için değil " Lillah" gaye edinilmeli,
--Pazara kadar değil, mezara kadar sözüne uyulmalı,
-" Dik dur eğilme bu millet seninle' sözü unutulmamalı,
-Eski ruh ve eski kan tekrar geri gelmeli.
Bunlar olursa
Rabbim tekrar zaferi nasip edecektir. Ümitsizliğin küfür (inkâr) kabul edildiği bir dinin mensubu yüz.
Çünkü Rabbimizin Mukallibel Kulub sıfatıyla her şeyin ters yüz edildiğine her zaman iman etmişiz.
Sen gemini yap Allah suyu ayağına getirir.