Nilüfer’de iş yapan müteahhitlerin önemli bölümü yapı kullanma ruhsatı alamıyor.

Nitekim, Şadi Özdemir başkanlığındaki yeni belediye yönetimi, Turgay Erdem başkanlığındaki eski belediye yönetiminin, inşaatlara hormonlu imar hakkı tanıdığını iddia ediyor. (Yani Özdemir, bir bakıma selefini imar yolsuzluğu ile suçluyor)

Özdemir, fazla inşaatların bedelini ödemedikleri sürece, iskan vermeyeceğini müteahhitlere iletti.

Nilüfer Belediye yönetimi incelemeleri sonucunda müteahhitlere ne kadar bedel ödeyeceğini bildirecek.

Peki müteahhitler ne diyor?

Şunu söylediklerini duyuyorum:

“İnşaatlarımızda iddia ettiğiniz fazla imalatın bedelini bağış olarak ödedik. Şimdi bizden ikinci kez ödeme yapmamızı istiyorsunuz.”

Ancak Özdemir, Nilüfer’de yeni bir anlayış getirdiklerini ve her ne kadar eski belediye başkanıyla aynı partiden olsalar da  onun yaptıklarının kendilerini bağlamadığını söylüyormuş.

Müteahhitlerin hangilerinin belediyeye ödeme yapıp, yapmayacağını bilmiyoruz.

Ancak bildiğimiz bir şey var ki, bu ödemenin yasalarda yeri yok.

Bu yüzden müteahhitler, belediye hesaplarına yapacakları yüklü ödemeyi, ‘bağış’ adı altında havale edecekler.

Şadi Özdemir, yakın çevresine bir şey daha söylüyormuş:

“31 Mart’ı milat aldık. Bundan böyle inşaatlarda bir metre dahi fazla imalat yaptırmayacağız.”

Özdemir, sözlerini hayata geçirebilecek mi bilmiyoruz.

30 yıl önce Elmasbahçeler’deki bilgisayar şirketinden tanıdığım Şadi Özdemir’in bu vaadini yerini getireceğine şüpheyle baksam da, beyan esastır diyelim.

O halde Nilüfer’de şöyle bir gelişme olacak:

“Arsa fiyatları hatırı sayılır miktarda düşecek, konut fiyatları fahiş oranda artacak.”

Çünkü, müteahhitler eski dönemlerde olduğu gibi hormonlu imar alamayacakları için, arsalar üzerinde yükselecek konut sayısı düşecek.

Yani toprak sahibi, 31 Mart’tan önce örneğin arsasına kat karşılığı yöntemle 50 adet konut alabiliyorsa, artık 30 adet alabilecek.

Bu da arsayı değersizleştirirken, üretimi düşecek konutları değerli hale getirecek. 

Ayrıca artık Nilüfer’de eskisi kadar cazip olmayan inşaatlar yeni dönemde Osmangazi ve Yıldırım’a kayacak.

Normal şartlarda, kentsel dönüşümlerin eski yapıların yoğunlukta olduğu Osmangazi ve Yıldırım’da olması gerekiyordu.

Ancak kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme evirilince, inşaatlar daha çok Nilüfer’de yükselmişti. 

Her şey aslına rücu ettiği gibi, inşaat sektörü de doğru adreslere kayıyor, geç de olsa!