Nilüfer Belediyesi’nin bu yıl bir ilke imza atarak Mahalle Komiteleri seçimlerini dijital ortama taşıması, yerel yönetimde katılımın nasıl güçlendirilebileceğine dair önemli bir adım, aynı zamanda teknoloji ile halkın karar mekanizmalarına erişimini kolaylaştıran bir model.

“Pusulamız Dijital Katılım” sloganıyla başlayan bu süreç, sadece bir seçim prosedürü değil, aynı zamanda teknoloji ile halkın karar mekanizmalarına erişimini kolaylaştıran bir model. 

Başkan Özdemir’in bugün Nilüfer Kent Konseyi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında konuya dair verdiği örnekler oldukça önemliydi. 

Özdemir, Nilüfer Belediyesi’nin 5 yıllık stratejik planlamasının Mahalle Komitelerinden görüş alınarak hazırlandığını belirtti.

Özdemir’in yaptığı açıklamaların en önemli kısmı ise şuydu: “Maddi sebeplerden ötürü Mahalle komitelerinin her istediklerini yerine getiremeyebiliriz belki ama şunu vaat ediyorum ki, istemedikleri hiçbir şeyi yapmayacağız.”

Öyle ki Ertuğrul Mahallesi’nde kaçak beton santralinin kapatılmasından İnegazi’deki taş ocağı kapasite artışının engellenmesine kadar pek çok adımda mahalle komitelerinin ciddi bir emeğinin olduğu tartışılmaz bir gerçek.

Hal böyle olunca halkın isteklerinin yönetime yansıması açısından dijital seçimlerin avantajları açık: 

Erişim kolaylığı, çevre dostu bir süreç ve daha geniş katılım. 

Özellikle sürecin herkes için erişilebilir olmasını sağlamak noktasında ise belediyeye büyük görev düşüyor. 

***

Nilüfer’in en güçlü yanlarından biri, farklılıkları bir zenginlik olarak görebilmesi. Başkan Özdemir’in gündem dışı sorulara cevap verirken görüş farklılıklarına ilişkin kullandığı “Farklılıklarımızı koruruz ama dayanışmamızı sürdürürüz” sözleri, bu yaklaşımın özetiydi.

Mahalle komitelerinin bu dayanışmayı pekiştiren bir yapı olduğunu görüyoruz. Farklı yaşlardan, mesleklerden ve sosyo-ekonomik düzeylerden bireylerin bir araya gelip ortak çözümler üretebilmesi, başka yerel yönetimlere de ilham verebilecek bir model.

Nilüfer’de başlayan bu dijital dönüşüm, sadece yerel bir girişim olarak kalmamalı. Türkiye’nin diğer bölgelerine de yayılabilecek bir “dijital demokrasi” modeli olarak görülmeli. 

Nilüfer’de yaşayan her birey, ister aday olarak isterse seçmen olarak bu sürecin parçası olmalı. Çünkü demokrasi, en güçlü halini ancak halkın katılımıyla bulur.