AHMET TAŞTAN

Aslında bu insanın en kör noktasıdır: Kendini kandırması...  Bunun temelinde, öyle olmasını istediği bir hal olmasa, bu kadar çabuk peşine düşmezdi. Arzularının yüksekliği, gözlerini kör, akını çalışmaz eder de fark edemez insan. Yenilmeye doymayan güreşçinin son bir hareketle acaba kurtulabilir miyim umududur bu?  Evet, kararlılık iyidir, gayret, çaba iyidir, takdir edilmeye değer şeylerdir. Lakin biraz da haddini bilecek, saçmalamaktan, geri zekalı geri zekalı işler yapmaktan, uzak duracaksın.

Senden olmayan, senin gayretin ile meydana gelmeyen herhangi bir girişime çok fazla bel bağlamayacaksın. Eğer bu kadar gayret ediyor ve bir türlü başaramıyorsan sana lügattan bir atasözü söylemeliyim: “Bükemediğin bileği öpeceksin.” Şu cümledeki hakka teslimiyeti “Yiğidi öldür, hakkını ver” anlayışındaki adalet ne kadar açıktır. Şimdi “nerdeee o günler” diyorsunuzdur iç çekerek. “Biz kaç defa öldürmeye çalıştık ama o bir türlü ölmüyor” dediğiniz duyar gibiyim.

Millet sevmiş, baştacı yapmış ve defalarca da bu samimiyeti, bu gayreti, bu çalışkanlığı desteklediğini ortaya koymuş sandıkta.  Sen araya fitne sokarak, değişik aktörlerle suyu bulandırmaya, yolu kesmeye çalışıyorsun gafil muhalefet.

“Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır” derler ya “iktidar açlığı” da bazılarını onlara genelde muhalefet diyoruz her kumpasta kendisinin iktidar olacağını zannediyor.  Bu ülkenin  gelişimini durdurmak için binbir gece masallarından kopyalanmış entrikalarda, rol alan bu muhalefet müsveddesi zihniyetler, kendilerini mutlak yönetici mi hissedecekler sanki…Asla ve asla.  Şu anda kulaklarına fısıldanan cümleler gibi yarın iktidar olsalar da biraz daha yüksek sesle, (basın açıklamaları/projeler/ imzalanan protokoller/ falan filan) yapacakları söylenecektir.

Mademki gücünü milletinden alamıyorsun (seçimle gelemiyorsun) dışarıda yazılmış/çizilmiş senaryoların ufak figüranları olduğunu bil. Bari bulunduğun yerde güzel fikirler üret, güzel düşünceler ortaya koy, hiç olmazsa hayırla yad edil. Ancak bu mümkün değildir.Zira oturdukları makamlar, başkaları(yani üst akıl) tarafından takdim edilmiş rollerdir. Asla vezir ve Şah olamayacakları için bu oyunu oynayacaklar ve piyon olarak siyasetin satranç sahnesinde kaybolup gidecekler.

Basın yayından takip ettiğimiz kadarıyla ve yaşımızın elverdiği ölçülerde daha önce oynanmış bir piyestir bu. Aktörleri değiştirilmiş olarak fırına taze verilmiştir. Seri halde yayınlanan videoları çok sayıda kişinin izlemesi, “haklı” ve “muhalefetin güçlü olduğunu” beyan etmez. Siyasetin perde ardından haber verircesine ağzına geleni söyleyen (ya da önüne bırakılan metinleri okuyan) acaba doğru mu söylüyor ya da neler saçmalıyor bu boynu zincirli adam” diye merakından  izleyenler belli bir oran tutmaktadır sanırım.

Fakat “izlenme rekorları kırdı” diyerek söyleyenlerin doğruluğuna işaret etmeye çalışan kafa, tekrar kendini kandırmaktadır.  Dev Türkiye ağır adımlarla hedefine ilerlemektedir. Isırmayacak köpeğin havlamasına kulak asmamaktadır. Necip millet  kendini, “vizyon ve misyon adamı olarak  adamış tarihi kahramanını” bulmuştur. Yüz yıldır kurulmuş düzenlere çomak sokan, milleti başarıdan başarıya taşıyan, birçok sıkıntıya milleti ile beraber göğüs geren  kilit taşı  konumundaki liderine sahip çıkmayı bir görev bilmiştir.

Lider ile milleti birbirinden koparıp milleti, aç kurtların insafına bırakmak isteyenler, belki vazgeçmeyecekler ama millet de sevdiğinden, seçip başına taç ettiğinden, vazgeçmeyecektir.  Konu ile ilgili son söz söylenmemişken, kendilerini yalancı  fecrin aynasından izleyen bulanık simalı adamlar, umarız ki bir kez daha kendilerini kandırmış olmazlar. Güneşi balçıkla sıvamak isteyenler, onun ışıklarıyla hayat bulduklarını bilmezler mi? Tüm zor şartlar altında ve saldırılar karşısında korunaklı bir liman gibi milletinin başında, yanında, önünde, ardında dimdik duran Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ardından yürüyen halkımıza selam olsun.


SEÇİMSİZ İKTİDAR OLMAK İSTEYENLER

Ben çerçeve cümleler kurayım, siz kelimelerin ardındaki gündemi izleyin ve ne demek istediğimi anlayın. Yeni bir operasyon daha çekildiğini birkaç gündür izliyoruz. Her zaman kendi ülkesine, kendi milletine güvenme konusunda problem yaşayanlar, tekrardan bu ipi sarıldılar. Şüpheler denizine düşenler, yılana (şey yani yalana) yapışırlar.

Tarih: 27.05.2021 14:14