TV ON6’daki ekip arkadaşlarımdan sokak röportajı yapmalarını istedim. Bakın halk ne düşünüyor, ekonomiyle ilgili:
-Emekliyim, geçinemiyorum. Marketten aldığım ürünü, 2 gün sonra aynı fiyata alamıyorum. 11 bin 300 lira emekli maaşımla, elektrik ve su faturamı mı ödeyeyim, kiramı mı vereyim?
-Emekliyim, geçinemiyorum. Hangi emekli geçinebiliyor ki ben geçineyim.
-Asgari ücretle çalışıyorum ama ek gelir bulmam lazım. Elektriği var, suyu var. 17 bin lirayla nasıl olacak?
-Emekliyim. Allah’tan evim kira değil, oğlumun evinde kalıyorum. Alışveriş yaptıktan sonra dolaba koyduğum yiyeceklerden ertesi güne hiçbir şey kalmıyor inanın. 2 kap yemek yiyoruz, 600 lira tutuyor. 1 kilo eti artık 5’e bölerek yiyoruz. Eskiden haftada 2 kez yemeğe çıkıyorduk, şimdi simit alamıyoruz.
-Emekliyim. Geçiniyorum çok şükür ama çalıştığım için. Sağlığım yerinde, çocuk okuttuğum için çalışmak zorundayım. Ekonomi tüm dünyada kötü, çalışmak dışında çaremiz yok.
-Zamları aşağı çekmemiz lazım, ev kiraları aldı başın gitti. Bu kiraları hangi maaşla ödeyebiliriz?
-Şu an her şey o kadar pahalı ki. Kredi de çekemem. 1 çekip, 10 ödemek istemiyorum.
-Asgari ücretle çalışıyorum. Bugünkü koşullarla asgari ücretle geçinmek kolay değil. Eşim de çalıştığı için zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyoruz.
-Enflasyon rakamları belli oldu. Çok pahalılık var. Türkiye kan ağlıyor. Hayat çok pahalı, enflasyon çok yüksek. 10 bin lira emekli maaşıyla nasıl geçineceğiz? En ufak bir alışverişte 500, 600 lira ödüyoruz.
-Emekliye zam yok, çalışana yok, o halde bu enflasyon neden yükseliyor? Ne yapalım, nereye gidelim? Üstelik enflasyon devlete göre yüzde 70 ama ENAG yüzde 110 demiş.
-Yeter artık, çocuğumuz ve torunumuz var, geleceğimiz var. Bu ülke hepimizin. Biz bu ülkede yaşıyoruz. Suriyeliler gibi ülkemizden de kaçamayız.
-Bu ülkede enflasyon git gide artar. Herkes kafasına göre piyasayı yükseltiyor. Gençlerin önü kesildi. 17 bin lirayla ne yapılabilir?
-Gençlerin ev gibi yatırım yapma şansı kalmadı artık. Gençler bitik, bu saatten sonra gelen nesiller de bitik.
-Bana hiçbir şey sormasanız. Valla diyecek bir şey yok, emekliler emekliyor.
-Ben ne diyeyim, emekliler olarak sürünüyoruz. Zulüm değil işkence görüyoruz. Bak yürüyerek geziyoruz, arabayı bile çıkaramıyoruz.
-Durumumuzdan hiç memnun değilim. Emekli maaşı hiç vermeseler de olur.
- Kuru ekmek bulamıyoruz. Ülke almış başını gidiyor. 1 saat sonra maaş bitiyor. Zengin almış başını gidiyor, gariban perişan. Çocuğu nasıl okula göndereyim? Kira 10 bin liradan aşağı değil. Millet açlıktan ve yoksulluktan perişan olmuş. Biz de bu ülkede askerlik yaptık, vergi ödüyoruz. Emin olun millet perişan olmuş
-Bu maaşlarla nasıl geçineceğiz? Oturuyoruz sadece.
-Ekonomi bozuk tabii. Engelliye 2 bin 500 lira maaş veriyorsun, diğer tarafta Suriyeliler fabrika gibiler. Çocuk başına 2 bin 500 lira veriyor, bir de yemek kartı veriyorsun.
***
Efendim, 18 yurttaştan sadece ikisi geçinebildiğini söylüyor.
Onlardan biri emekli olmasına rağmen çalıştığı, diğeri de eşiyle birlikte çalıştığı için geçinebildiğini söylüyor.
Yani mikrofon uzattığımız 18 Bursalıdan 16’sı, geçinemiyoruz diyor.
Daha da önemlisi, umutlarını yitirmiş millet.
***
Sokak röportajımız, dar gelirli ve emekli kesimin durumunu gözler önüne seriyor.
Ancak, mutlu bir azınlık dışında diğer kesimlerin de durumu farklı değil.
Mesela ihracatçı, kur baskısından dolayı üretim yapamaz duruma gelmiş.
Ya fabrikasını satmaya çalışıyor, ya da üretimini Mısır gibi teşviklerin çok daha cazip, enerji maliyetlerin ülkemizde kıyasla çok daha düşük olduğu ülkelere kaydırmak üzere.
***
Yüksek faiz, düşük kur ve kemer sıkma üzerine inşa edilmiş Mehmet Şimşek politikasının toplum üzerindeki yansıması şöyledir:
Emekli perişan, asgari ücretli geçinemiyor, ihracatçı üretimden çekilmek üzere, memur ve kamu işçileri kıt kanaat yaşıyor.
Üstelik tüm bunlar, talebi düşürüp enflasyonu düşürmek adına yapılıyor.
Ancak TÜİK verileri bile enflasyonun yüzde 65’ler seviyesinde olduğunu gösteriyor.
O halde Mehmet Şimşek ne yapmaya çalışıyor?
